Bizleri yoktan var eden, varlığıyla haberdar eden, sayamamağımız kadar nimetler bahşeden, mahlukun içinde beşeri ( insanı ) eşref kılan Rabbimize hamdu senalar olsun. Resuli -kibriyaya Onun sahabelerine, zevcelerine onu hayatına taşıyan herkese selatu selamlar olsun.
Allah, ayeti Celile’de
( Ali -imran 110 )
Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz .
İyiliği emreder, kötülükten vazgeçirmeye çalışır ve ALLAH'a inanırsınız.
Yüce Rabbimiz, biz inananları ve İslam'a teslim olanları en hayırlı ümmet olarak seçkin bir konumda vasfediyor .
Allah'ın bunu dileme sebebi başka bir ayette;
İşte böylece, siz insanlara şahit olasınız, peygamber de size şahit olsun diye sizi aşırılıklardan uzak bir ümmet yaptık.
Bizlerde bugün ümmet olarak bu vasıflardan ne kadar uzaklaştığımıza şahidiz .
Peki ne oldu da bizler , Rabbimizin nitelendirdiği özelliklerden yoksun , çaresiz kaldık ?
Rabbimiz, Ali - İmran suresinde, içinizde hayra çağıran, iyiliği emreden kötülüğü engelleyen bir ümmet bulunsun buyurmaktadır.
Bu ayeti nasıl anlamalıyız?
1/ Ümmet içinde bir ümmet olsun .
2/ Ümmet içinde hayra anahtar, şerre kilit olan özel insanlar olsun.
3/ İyiliğin emri, kötülüğün izalesinin nasıl olacağını gösteren ehil bir çekirdek kadro oluşsun ( Alimler, hatipler, medreseler v.s )
Ümmetin bu ayetler ışığında nasıl olması beklenilir
1/Ümmetin İslam'ı anlama, yaşama ve temsil etme sorumluluğu.
2/Ümmetin maddi ve manevi şahsiyete zarar vermeme sorumluluğu
3/ Ümmeti Muhammed'in sünneti Muhammed ( s.a.v) ile ancak ayakta durabileceğini unutmama sorumluluğu vardır .
Rabbimiz imtihan ederken imtihanda biz kullarına yardım da ediyor.
Nasıl peki; Rabbimiz adeta ümmet bilinci, ümmet şuuru ve birlik beraberlik için kuluna kendi planını aktarıyor.
Ayeti kerimede: Toptan Allah'ın ipine sımsıkı sarılınız, tefrikaya düşmeyiniz Allah'ın üzerindeki nimetlerini hatırlayınız buyurmaktadır.
Başka bir ayeti kerimede
( Nur suresi 54. Ayet )’te ümmet bilinci için bu yolun resulünden geçtiğini ancak bu ittiba ile gerçekleşeceğini, doğru yolu bulabileceklerini
" Ona itaat ederseniz doğru yolu bulursunuz " buyurmaktadır.
O zaman elimizde delilerimiz mevcut peygamberimizi rehber edeceğiz.
Onun hayatını, tavsiyelerini hayatımıza taşıyacağız. Emanet olarak olarak bıraktığı sünneti saniyesine sarılacağız.
Peygambere ittiba ile insanlığın, ahlakın, ilmin medeniyetleri olmuştur. Cahiliye insanlarının nasıl saadete döndüklerini sahabeyi kiram efendilerimizde görüyoruz.
Merhametten mahrumken, hak hukuk tanımazken iman ile şeref buldu, Resulullah’ı yaşadı adalet abidesi, gönlü şefkatli, ümmetin saadetini düşünen kimsesizlerin kimsesi oldu.
Ömer iken HZ. ÖMER oldu.
Sayıp sayıp bitiremeyeceğimiz o kadar sahabe Allah dostları hepsi de bu ümmet için çaba göstermişlerdir.
Kimi cephede kimisi tedrisatta kimisi de diplomat hatip , öğretmen vesayir.
Ümmet derdiyle dertlenen Ebul Hasan el - Harakani hazretleri: Türkistan’dan
Şam' a kadar olan bu sahrada bir din kardeşimin parmağına batan diken benim parmağıma batmıştır.
Birinin ayağına çarpan taş, benim ayağımı acıtmıştır.
Bir kalpte hüzün varsa, o kalp benim kalbimdir demiştir.
Müslümanların bu zamanda bunalımın ve parçalanmış halinde, sessiz, batının medeniyetine hayran kalması Resul’i Ekrem’in mesajlarına kulak vermemeleri onun emanet bıraktığı sünnetine hadisine tabi olmamalarındandır.