Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Aksoy, tektonik göllerde su seviyesindeki ani artışın "depremin habercisi" olabileceği uyarısında bulundu.
Bu yükselmenin Doğu Anadolu Fay Zonu'ndaki tektonik hareketle bağlantısı olup olmadığını anlamak için Devlet Su İşleri (DSİ) 9. Bölge Müdürlüğünden, Hazar Gölü'nde son 17 yılda ölçülen su seviyesine ilişkin detaylı bilgi alarak inceleme yaptığını belirten Aksoy, şöyle konuştu:
"Göl seviyesinin 1990'ların sonlarına doğru 1241 metre civarında olduğunu görüyoruz. Daha sonra bir HES firması tarafından enerji üretimine başlanmasıyla bir miktar düşüş görüyoruz. 2006'da enerji amaçlı su kullanımı durdurulduğunda göl seviyesinde yeniden bir toparlanma olduğunu görüyoruz. 24 Ocak 2020'deki 6,8 büyüklüğündeki depremle göl seviyesinde hızlı bir yükselme görülüyor ve bu yükselme 1241 kotuna ulaşıyor. Bunu göl çevresinde yaşayanlar ve ziyaretçiler de fark ediyor. Bir zamanlar gölgesinde piknik yaptıkları ağaçlar şu an suların altında."
Prof. Dr. Ercan Aksoy, 3 yıl önceki Sivrice merkezli depremin hemen öncesinde Hazar Gölü'nün anlık su seviyesindeki değişimi de detaylı incelediğini dile getirerek, şunları kaydetti:
"24 Ocak 2020'deki depremden 2-3 saat önce göl seviyesinde 14 santimetrelik ani yükseliş var. Göl yüzeyini göz önünde bulundurduğumuzda 14 santimetrelik yükselme için 30 milyon metreküp su gerekiyor. Anormal bir yağış ya da karadan göle ulaşan bir su olmadığına göre geriye tek bir kaynak kalıyor, o da yer altı suyu. Depremin hemen öncesinde biliyoruz ki kayalarda kılcal çatlaklar hızla artmaya başlıyor ve bu çatlaklar yardımıyla bu kadar büyük hacimli bir suyun yüzeye ulaştığını söyleyebiliriz. Tektonik göllerde bu gibi değişimlerin dikkatli bir şekilde izlenmesi gerekir. Elazığ depremi bize bunu gösterdi."
Aksoy, "Doğrultu atımlı (çok az düşey hareket bileşenine sahip) karakterdeki Doğu Anadolu Fay Zonu üzerinde yer alan Hazar Gölü, Adıyaman'daki Gölbaşı ile Azaplı ve İnekli gölleri ile Kuzey Anadolu Fay Zonu üzerinde yer alan Bolu'daki Yeniçağa Gölü var. Ancak fay zonu sadece göllerle sınırlı değil, kuzeydoğuya ve güneybatıya doğru yer altı su seviyesindeki değişimlerin de hassas şekilde izlenmesinde yarar görüyorum. Sivrice'ye bağlı Kürkköy'de de bazı kuyularda deprem öncesinde su seviyesinin yükseldiği, suyun bulanıklaştığı bilgisini aldık." ifadelerini kullandı.
Fay hatlarının geçtiği bölgelerde yer altı su seviyesindeki değişim ve suyun kimyasal özelliklerinin, kaynak sularının bileşimlerindeki değişimlerin de önemli olduğuna işaret eden Aksoy, buna ek olarak radon gazı çıkışı ve değişimlerinin de düzenli izlenmesi gerektiğini belirtti.
Aksoy, fay hareketlerinden direkt etkilenen Hazar, Gölbaşı, Azaplı, İnekli ve Yeniçağa gölleri gibi doğrultu atımlı fay hatları üzerinde yer almamakla beraber diğer fay hatlarına yakın bölgelerde bulunan Bursa'daki İznik, Kocaeli ve Sakarya sınırlarındaki Sapanca, Konya ve Isparta arasındaki Beyşehir, Afyonkarahisar'daki Eber gibi tektonik kökenli göllerin de fay hareketliliğine bağlı olarak olası su seviyesi değişimi, göl suyunda fiziksel veya kimyasal değişim, radon gazı çıkışı gibi farklı parametrelerle çok disiplinli olarak araştırılmasının yararlı olacağını dile getirerek, "Tektonik göllerde su seviyesinde ani artış bir depremin habercisi olabilir." dedi.
DSİ 9. Bölge Müdürü Sebahattin Şamcı ise Hazar Gölü'nde su ölçümlerine 1996'da başlandığını, göldeki su seviyesinin sürekli ölçüldüğünü söyledi.
KAYNAK:AA