Teknolojinin aşırı, kontrolsüz ve ölçüsüz kullanımı pek çok sorunu beraberinde getirmektedir.
Bunlardan biri olan sosyal medyanın yanlış ve bilinçsiz kullanımı felaketlere yol açtığı bilinmektedir.
Modern dünyanın hastalığı haline gelen sosyal medya bağımlılığı yeme içme gibi zaruri durum haline
geldi. Teknolojik gelişmeler ve kentleşmeye bağlı olarak çocuklar dışarıda fazla vakit geçirmiyor,
evlerine kapanıp teknoloji aletler olan televizyon, bilgisayar, tablet ya da telefonla zaman geçiriyorlar.
Sosyal medyanın bilinçsiz ve aşırı kullanımı olumsuz bir kişiliğin ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
Özellikle de TikTok ve Instagram gibi sosyal medya hesapları çocukların gelişim ve kimlik oluşumu
üzerinde belirleyici ve etkili rol oynamaktadır. Geçmişte çocuklar Anne ve babaları başta olmak üzere
büyüklerini örnek alıyorken şimdilerdeyse dizi oyuncuları, sosyal medyada fenomenleri, kötü ve
kavgacı tipler rol model alınmaktadır. Hiç düşündük mü acaba telefonu eline verdiğimiz, kontrol etme
tenezzülünde bulunmadığımız çocuğumuz, internette ne izliyor, hangi sayfalara giriyor, hangi
videolara tekrar tekrar bakıyor, takip ettiği veya takip edildiği kişiler kimlerdir? Bazen sert özeleştiri
yapmak gerekiyor! Çocuklarımız neden bu kadar içine kapanık, vurdumduymaz, asabi, inatçı ve
bireyselci bir kişiliğe sahiptirler? Telefon bağımlılığı sonucunda yetişkinler gibi davranan, olumsuz
kişileri rol model alan, yalan söyleme gereği duyan, saygısız tutum takınan ve ahlaki değerlerinden
kopuk nesil yetişmektedir. Sosyal medyanın negatif yönlerinden biri de art niyetli insanların sosyal
medya aracılığıyla sevgili ve arkadaş arayışı içine girmeleridir. Sosyal medya arkadaşlığı; Avını
bekleyen avcı misali pusuların kurulduğu, kurnazlık ve tilkiliklerin döndüğü, her türlü yalanın
söylendiği, yapmacık sevgilerin sergilendiği, entrikaların ve samimiyetsiz ilişkilerin kurulduğu
tehlikelerle dolu bir arenadır. Son dönemlerde insanlar sosyal medya aracılığıyla arkadaşlık kurar,
birbirini yakından tanımadan sanal ortam arkadaşlığı sonucunda evliliğe yeltenirler. Bir insanı
yakından tanımadan, huyunu suyunu bilmeden ve her türlü söylemlerine aldanarak evlilik yapılırsa
beraberinde telafisi mümkün olmayan olayların yaşanmasına zemin hazırlanmış olunur. Bir diğer
husus sosyal medyanın aile varlığına neşter vurduğu gerçeği. Bilinçsiz sosyal medya kullanımı
sonucunda eşler arasındaki aitlik duyguları körelir, sevgi bağları zayıflar, aldatma ve ihanet baş
gösterir. Boşanmayı artıran, evliliği bitiren ve aileleri dağıtan bu durum aile bütünlüğünü de yok
etmektedir.
Kırsal alandan kentlere göç artıkça, toplumsallaşmanın yoğun olarak yaşandığı mahalle ve okul
arkadaşlığı düştükçe, site komşuluğu resmileştikçe, akrabalık ilişkileri ve sosyalleşme azaldıkça sosyal
medyaya yönelim artmıştır. Sosyal medya bağımlılığında ‘’Telefon Bağımlılığı’’ ilk sıralarda
bulunmaktadır. Modern çağ hastalığı haline gelen Telefon bağımlılığı, bir nesneye gereğinden çok ve
aşırı düşkünlük olarak tanımlanır. Eğer kişinin elinden telefon alınınca agresifleşiyor, gerginleşiyor,
huzursuzluk çıkarıyor, yoksunluk hissi yaşıyor ve saldırgan davranışlar sergiliyorsa o kişi telefon
bağımlısıdır. Özellikle de çocuklarımızın vazgeçilmezi haline gelen telefon bağımlılığı yeni sorunları
da beraberinde getirmektedir. Tutkulu ve vazgeçilmez ilişki haline gelen telefon arkadaşlığı çocukları
asosyalleştirdiği ve yalnızlaştırdığı görülmüştür Telefonda gereğinden fazla ve sürekli vakit geçirmek
hayattan kopuk, sanal aleme yatkın ve gerçek ilişkilerden uzak bir kişilik meydana getirir. Telefon
kişilerin en yakın arkadaşı kimliğine dönüştüğü, ona bakarak gülündüğü, eğlenceli vakit geçirildiği ve
sıkılmadan, usanmadan saatlerce zaman ayırtıldığı günlük hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline
geldi. Telefon bağımlılığının sosyal yaşamı bitirdiği, ailede iletişimi kopardığı ve toplulukta dost ve
arkadaş ilişkilerini zayıflattığı gözlenmiştir. Ev ortamında aşırı telefon kullanımı aile içi sıcaklık ve
muhabbet anlayışını bitmiştir. Bu hususta ev içinde telefonu kendinizden uzak tutulması, telefonun
başka bir odaya bırakılması doğru ve yerinde bir uygulamadır. Telefon kullanımının abartılması
sonucunda arkadaş ortamında iletişimsizlik hakim olmaya başladı. Şöyle ki sohbet için bir araya gelen
ve aynı masada oturan arkadaşlar konuşma faslında yüz yüze iletişim kurmuyor, göz teması
sağlamıyor, herkes yeni bir dost edinmişçesine elindeki telefonla meşgul oluyor. Bu durum arkadaş
sohbetlerini imkansız hale getiriyor. Bu noktada dikkat edilmesi gereken tutum, toplulukta telefon
masaya bırakılmamalı cepte olmalıdır. Bir diğer noksan durum ise insanlar herhangi bir konu
hakkında bilgi sahibi olmak için telefonda araştırma yaparlar. Telefonda bilgi kirliliği o kadar çok ki
gençler hep yanlış bilgiler ediniyor; oysa aile büyüklerimiz, çevremizde bulunan ilmine ve bilgisine
güvendiğimiz insanlar, anne ve babamız, öğretmenlerimizden sorularımızın cevabını alabilir, bilgi
edinebiliriz.
Aile büyükleri olarak telefon kullanımında şuurlu tutum takınarak çocuklarımıza örnek olmalıyız.
Eğer ki telefonu elimizden düşürmez ve aşırı vakit geçirirsek çocuklara kötü örnek olmuş oluruz.
İlgisiz ebeveynler olarak şunu kabullenelim ki kendi rahatlığımız için telefon konusunda esneklik
sağlıyoruz. Şöyle ki bebekler huzursuz olduğunda ya da ağladığında susması için nasıl emzik
veriyorsak günümüzde de çocuğumuz ağladığında, huzursuz olduğunda veya bizi rahat bırakması için
susturucu özelliğiyle telefonu çocuklara veririz. Alışkanlıkları yok etmek kolay değildir; lakin onları
değiştirebilmek bizim elimizdedir. Günümüzde önemli bir sorun haline gelen telefon bağımlığından
çocuklarımızı ve gençlerimizi korumak, bağımlılığı kontrol altına almak ve sorunu çözmeye yönelik
adımlar atmalıyız. Bu kapsamda çocuklara yönelik yeni alışkanlıklar kazandırılmalı, yeni uğraşlar
edinilmeli, fiziksel aktiviteler yaptırılmalı, spora yönlendirilmeli ve sosyal hayatta döndürülmelidirler.
Çocuklar ekranla değil akranla vakit geçirmeli; Mahalle arkadaşlığı kazandırılmalı, sokak oyun
arkadaşlığı edinilmelidirler. Telefon konusunda kontrol mekanizması her zaman ebeveynlerin
denetiminde olmalı, geri adım atmayacak kadar net ve tutarlı olmalıdırlar. Bu hususta telefona sınır
konulmalı, doğru zamanda ve belli sıklıkta kullandırılmalıdır. Çocuklar, gençler derken sosyal medya
ağı yetişkinleri de sardı, esir etti ve telefon manyağı haline getirdi. Sosyal medya uygulamaları ve
telefon oyunları gençleri günlük hayata koparttı desek yeridir. Eskiden bayanlar telefonla çok içli
dışlıyken günümüzde erkekler daha çok sosyal medyayı kullanmakta, telefonla daha fazla vakit
geçirmektedirler. Telefon bağımlılığını bir nebze de olsa azaltmak için yetişkinler olarak sınırsız
internet paketi alınmamalı, gereğinden çok zaman ayırdığımız zararlı uygulamalar ( ınstagram, twıter,
tiktok) ve telefon oyunları silinmeli, uğraş alanı yaratılarak sorumluluk altına girilmeli, yeni sosyal
beceriler ve hobiler edinilmelidir. Sözün özü; Bilinçli kullanım tutumu takınarak telefonun
zararlarından çok yararlarından faydalanılmalı ve bilgi amaçlı kullandırılmalıdır.