Seçime Dair

Günümüzde seçim süreci insan ilişkileri üzerinde belirleyici olmaya başladı. Halk nezdinde önemli bir yer edinen seçim toplumsal bir olay haline geldi. Maalesef son dönemlerde gerçekleşen seçimler kutuplaşmaya sebep olmaktadır. Seçim sürecinde ve sonrasında köylüler, komşular, akrabalar, arkadaşlar ve dostlar arasında tartışmalar yaşanır, akabinde kırgınlıklar, küskünlükler ve husumetler baş gösterir. Düşmanlığa varan bu tutum insan ilişkilerini de bitiriyor. Eski seçimlerde yakın ilişki içerisinde olan insanlar arasında kırgınlık ve küskünlük durumları hiçbir şekilde yaşanmazken günümüzde seçimler babayı evlada, kardeşi kardeşe, amca ve dayıyı yeğene kırdıracak duruma geldi. Eskiden aile büyükleri veya babanın sözü ve görüşü seçimlerde belirleyiciydi. Eskisi gibi aile büyüklerinin otoritesi kalmadı, sözleri dinlenilmiyor. Gençler artık özgür bir anlayışla tercihlerini yapıyorlar. Taziyesi ve düğünü bir, hastalığında, kaza belasında beraber olan insanlar söz konusu seçimde aday desteklemeye gelince bambaşka bir kimliğe bürünüyorlar. Özellikle de seçimden sonra art niyetli kişiler kendi akrabasını, komşusunu, arkadaşını ve dostunu karalama ve şikayet etme girişiminde bulunurlar. Aynı safta olmadığı için o kişiye yönelik iftira tutumları sergilerler. Şunu unutmayın seçimi kazanan kendi yoluna bakar, siz yine yüz yüze bakacaksınız. Görüşünüz, ideolojiniz ve bakış açınız ne olursa olsun, desteklediğiniz aday kim olursa olsun sükunetle, saygı ve sevgi çerçevesinde anlayışlı tutum takının.

 

 …Ve o gün gelir pusuda bekleyen sözde memleket sevdalıları, iyilik abideleri kabuklarından çıkar, kış uykusundan uyanırcasına... İnsanları ikna etmenin en iyi yolu vaatlerde bulunmak desturu ile seçim propagandası başlar. Akabinde afişler asılır; proje, hedef ve vaatlerini tek tek sıralarlar, vizyon ve misyonlarını anlatırlar. Tek derdimiz ve gayemiz memleketimize hizmettir nidalarıyla kardeşlikten bahsederler. Bu dönemde yardımseverlik ve memleket sevdalığı duyguları kabarır. Memleketin sıkıntılarını ve işsizliği giderecek vaatleri havada uçuşmaya başlar. Daha çok hizmet, daha çok yatırım, daha çok özgürlük ve daha çok adalet nidaları yükselir. Bu süreçte adayların cömertlikleri tutar; Hastane, taziye ve düğünlerde bulunurlar, takı atmayı, çelenk göndermeyi ihmal etmezler. Ne hikmetse bu dönemde sahipsiz, yetim, gariban ve başıboş bırakılan memleketimizin yargıçları, savunucuları ve sahipleri artıyor. Hayattınız boyunca görmediğiniz bu kişiler seçim zamanında kırk yıllık dostunuzmuş gibi yapmacık tavırlar, sahte gülüşler ve menfaate dayalı söylemlerde bulunurlar. Secerelerini ortaya atıp sizinle akrabalık bağı kurmaya başlarlar. Sakın ha sakın her adayın söylemlerine, tatlı diline ve güler yüzlülüğüne aldanmayın. Oysaki bu kişiler ihtiyaç duyduğunuz en zor zamanlarınızda yanı başınızda değildiler, derdinize derman olmazdılar, evinizi bilmez kapınızı çalmazdılar ne oldu da bu denli şirin ve samimi gözükmeye başladılar, ne değişti de kapı ve telefon numaranızı öğrendiler? Birçok adayın amacı memleketin sıkıntılarını gidermek, iş alanları yaratıp göçü önlemek ve memlekete faydalı birey olmak değil; Maksatları siyasi rant sağlamak, makam ve güç sahibi olmak, çıkar ve kazanç sağlamaktır. Seçmeni aldatma, kandırma ve oyalatma gayesindeler. Oynadıkları tiyatroya ve laf cambazlıklarına aldanmayın! Seçildikten sonra sırtlarını dönerler, vaatlerini ve sözlerini unuturlar hiç söylememişçesine… Seçimden sonra o adayda o güler yüzü, o sıcaklığı, o yakınlığı ve samimiyeti göremezsiniz. Seçildikten sonra halkın arasına karışmazlar, zamanla insanlara yabancılaşırlar.

 

   Batı ve büyükşehirlerde seçmenler değerlendirme yaparken; aklıselim ve bilinçli hareket ederek kişi profiline ve adayın geçmişine odaklanırlar. Memlekete fayda sağlayacak, hizmet edecek, yatırım yapacak, işsizliği bitirecek, hak-hukuk ve adalet anlayışıyla samimi, dürüst ve güvenilir kişilikte olacak adaylardan yana tercih yaparlar. Muş’umuzun siyaseti maalesef adamcılık ve aşiretçilik üzerinde kuruludur. Şöyle ki aday aşiretimden biri değilse memleketime ne kadar fayda sağlarsa da iyi hizmetlerde bulunsa da desteklemem anlayışı hakimdir. Artık bu geleneksel ve çağdışı kalıpları yıkmamız, feodal zihniyetten arınmamız gerekiyor. Siyasi ideolojiniz ne olursa olsun yapılacak hizmetlere, gerçekleştirilecek icraatlara bakmakta fayda vardır. Peki bu durumda duruşumuz ve seçimimiz ne olmalı? Tarafsızlık penceresinden bakan bir seçmen olarak;  Seçim sürecinde şapkamızı önümüze koyup düşünmeli, olgun ve duyarlı tutum takınmalıyız. Memleketin kalkındırılması ve refahı için vatandaş olarak en uygun ve hizmet edecek adaylardan yana takdirimizi kullanalım. Elimizi vicdanımıza koyup karar vermeliyiz. Muş’umuza gerçek anlamda hizmet edecek, yatırım yapacak, kentimizin sorun ve sıkıntılarını çözüme kavuşturacak işin ehli ve liyakat sahibi adaylardan yana yol izlemeliyiz.  Halkın adamı kimliğiyle ayrım gözetmeksizin her kesimin taleplerini dinleyip ihtiyaçlarını giderme noktasında tüm hemşerilerini hoşgörü, muhabbet ve kardeşçe kucaklayacak, seçimden sonra da halkın yakınında, yanında ve yanı başında olacak, memleket sevdalısı duruşuyla istihdam alanı yaratarak göçü önleyecek hizmetlerde bulunacak, birleştirici ve yapıcı duruş sergileyerek birlik, beraberlik ve dayanışma örneği sergileyecek, mütevazı yapısıyla ulaşılmaz olmayacak ve gönüllere dokunacak adaylardan yana tercihimizi kullanalım. Şunu unutmayalım seçimin kazananı hedefine ulaşan adaydır, kaybedeniyse dostlarını kıran seçmendir.

 

EBEDİ OLAN DOSTLUKTUR; ASLOLAN MUŞ’TUR!