İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği saldırılar nedeniyle Saadet Partisi Muş İl Başkanlığı, İsrailli yetkililer hakkında Muş Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.
İl Başkanı Rıdvan Boz, Adalet Sarayı önünde konuya ilişkin basın açıklaması yaptı. Filistinlilerin maruz kaldığı soykırım, savaş hukuku ve insan hakları ihlalleri suçları sebebiyle, tüm bu suçların faili olan İsrailli yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunmak üzere toplandıklarını söyledi. İsrail işgal rejiminin, 1948’den bu yana adım adım Filistin topraklarını işgal ettiğini ifade eden Rıdvan Boz, akıl almaz zulüm ve cinayetlerle dünyanın gözü önünde bir soykırım gerçekleştirildiğini söyledi.
“Geçmişte, Deir Yasin köyünde, Sabra ve Şatilla’da, El Halil’de, Kudüs’te yaptıkları katliamlarına, 2023 senesinde Gazze’de devam ediyorlar” diyen Rıdvan Boz, “Yeryüzündeki tüm kötülüklerin, vahşetin ve katliamın suç ortağı; her teröristin hamisi olan Amerika’nın da desteğini alan terör devleti İsrail, Gazze’de, dünya tarihinin en alçak soykırımına devam ediyor. Su, elektrik ve internet kesiliyor. Hastaneler, ambulanslar, okullar, evler bombalanıyor. Fosfor bombalarıyla her gün yeni savaş suçları işleniyor. Gazze adeta bir toplu mezara dönüştürülüyor. 7 Ekim günü, Filistinli direnişçilerin meşru müdafaa hakkını kullanmaya başlamasından sonra, terör rejimi İsrail, dünya çapında büyük bir algı operasyonuna başladı. Filistinlileri terörist, kendilerini ise mazlum göstermeye çalışarak, alçakça bir manipülasyona giriştiler. Sözde aydınlar, sözde akademisyenler, en büyük medya grupları, global şirketler bu sahtekârlığa destek verdi” diye konuştu.
İsrail’in hukuk tanımadığını ifade eden Rıdvan Boz sözlerini şöyle sürdürdü, “Savaşın bile bir hukuku olmasına rağmen İsrail ne kural tanıyor, ne de hukuk. Haddi aşmada dur durak bilmeyen şeytan İsrail, 7 Ekim’den bu yana Gazze’de 5 bin 840’ı çocuk ve 3 bin 920’ı kadın olmak üzere 14 bin 128 kardeşimizi şehit etti. ‘Bu kadar da alçalmazlar’ zannıyla hastane bahçesine sığınan binlerce masum insanı füzeyle katletti. Gazze tam bir açık hava hapishanesine dönmüş durumda. Ne dışarıdan Gazze’ye girilmesine izin var, ne de Gazzelilerin dışarıya çıkmasına. Bu katliamlara karşı 11 Ekim’de Riyad’da olağanüstü toplanan sözde İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin liderleri, İsrail’le bütün ilişkilerin askıya alınması, petrol ambargosu kozunun kullanılması ve İsrail uçaklarına hava sahasının yasaklanması gibi caydırıcı kararlar almak yerine her zaman olduğu gibi dilek ve temennilerden oluşan bildiri yayınlamaktan başka bir şey yapmadılar. Nasıl olur da bu kadar lider bir araya gelip, sadece kınayıp, sadece bildiri yayınlayıp dağılır? Onlarca uçakla, yüzlerce araçla, binlerce kişiyle gittiğiniz Riyad’dan Gazzeli çocukların yüzünü güldürecek tek bir sonuç çıktı mı? ‘Çıkarlarınızı ve iktidarınızı korumak istiyorsanız; sessiz kalın’ diyen Netanyahu’dan bu kadar mı korkuyorsunuz. Adıyaman’da Gazze için düzenlenen kermese katılan 80 yaşındaki depremzede Hatice Saygı’nın, Kürtçe; ‘Ey İsrail anlamıyor musun? Sen devlet değilsin. Eğer sen devlet olsaydın çocuklarla, kadınlarla, yaşlılarla savaşmazdın. Sen örgütsün. Sen çetesin. Biz varımızı yoğumuzu Filistin’e yollayacağız’ diyerek, cebindekileri son kuruşuna kadar verişi; sizin yayınladığınız o bildiriden çok daha etkili ve kıymetlidir. O bildiriyi yayınlamak yerine, Adıyamanlı Hatice Saygı’nın bu konuşmasını dünya kamuoyuna izletip, bu cümlelerin altına imza atsaydınız; emin olun çok daha büyük bir iş yapmış olurdunuz.”
Bakın tekrar söylüyoruz, bu ateş herkesi yakar. Mazlumların ahı, zalimleri ve sessiz kalarak bu zulme ortak olan herkesi muhakkak yakalar, perişan eder diyen Boz şunları kaydetti: “Biz size defalarca; ‘ABD ve İngiltere bölgeye savaş gemilerini gönderirken; siz niye göndermiyorsunuz’ diye sorduk. Meğer siz de gemilerinizi gönderiyormuşsunuz. Fakat Filistin’e değil İsrail’e. Ama savaş gemilerini değil ticaret gemilerini. Limanlarımızdan her gün gemilerle İsrail’e sevkiyat yapılmaya devam ediliyor. Barut ve çelik gibi silah yapımında kullanılacak malzemeler dâhil, akaryakıt ve gıda, ne ararsanız var. Öyle ki İsrail’e ihracatta Türkiye 3. sırada yer alıyor. Vatandaş boykot ederken, bunlar ticaret hacimlerini katlamaya devam ediyor. Sayın Erdoğan’ın defalarca kez ‘kırmızıçizgimizdir’ dediği Filistin konusundaki duruşu işte budur. Büyük İsrail planı dâhilinde etrafımız adım adım kuşatılırken nasıl bu kadar duyarsız kalınıyor, hakikaten anlamakta zorlanıyoruz. Her gün onlarca bebeği ve çocuğu katledenleri sadece kınamak, sizin vicdanlarınızı nasıl teskin ediyor; aklımız, havsalamız almıyor. Yapabileceğiniz onlarca şey varken; hamasi nutuklar atmakla, yavan bildiriler yayınlamakla nasıl yetiniyorsunuz, pes doğrusu.”
Üzerlerine düşen ne varsa yapmaya devam edeceklerini ifade eden Rıdvan Boz açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Ama herkes bilsin ki; bize düşen ne varsa yapmaya devam edeceğiz. Tekrar ifade ediyoruz, herkes duysun ki; Kudüs’ün doğusu da batısı da Filistinlilerindir. Altını çizerek bir kere daha ifade ediyoruz, herkes artık anlasın ki; Gazze ne kadar güvende ise Ankara da işte ancak o kadar güvendedir. Dünya tarihinin en alçak soykırımına girişen; hastane bombalayan, çocuk katleden İsrail’in ve onun hamisi Amerika’nın elde edebileceği tek şey var: O da yenilmek ve tüm zulümleriyle beraber yeryüzünden silinmektir. Bugün bizler burada, sadece elimizden geleni ortaya koyabiliyoruz. İktidarın icra gücü bizim elimizde olmadığı için adliyeye, hukuka başvuruyoruz. Ancak, günü gelecek, İsrail’e öyle bir tokat atacağız ki, o gün nihayet mazlumların yüzü gülecek ve bir gün inşallah özgür Filistin’de buluşacağız. Basın açıklamamızı takip eden tüm basın mensuplarına, hukukçulara ve buradaki katılımcılara teşekkür ediyorum.”
HABER: HARUN SEÇKİN