Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alican, kaynaklarını etkin kullanmak adına birçok çalışma yaptıklarını, önemli gelişmeler kaydettiklerini belirtti.
Rektör Alican, “Bizim özellikle üniversite olarak sizinle çok yakın bir ilişkiniz var. Her zaman da böyle oldu. Çünkü biz sürekli olarak birtakım işler yapmak göreviyle mükellefiz. Dolayısıyla bir sürekli bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Bir şekilde elimizde bulunan imkanlarla hem üniversitemize hem şehrimize katkı sağlama çabası içerisindeyiz ve bunu en önemli ayaklarından bir tanesi de bunların duyurulması. Dolayısıyla bu süreçlerde basının çok önemli bir yeri var. Dolayısıyla aslında bizim ekibimizin gayri resmi bir parçası basın. Onun dışında 7 ay oldu biz buraya geleli ve bu 7 aylık süre içerisinde de hepinizden Allah razı olsun, herkes destekleyici davrandı. Yaptığımız işlerde bizlerle birlikte koştunuz, duyurulması için de elinizden gelen bütün gayreti gösterdiniz” dedi.
“ŞEHİRLERİN GELİŞMESİ SADECE KAMU KAYNAKLARI OLMAZ”
Muş’taki en büyük handikaplarımızdan bir tanesi özellikle Muş sermayesinin, ya da Muşlu sermayenin Muş'ta yatırım yapma konusunda bir Bitlis, ya da bir Bingöl ya da bir Diyarbakır sermayesi kadar aktif olmaması diyen Rektör Alican, “Halbuki şehirlerin gelişmesi, şehirlerdeki sosyal, kültürel ve ekonomik faaliyetlerin artması sadece kamu yatırımlarıyla olan bir şey değil. Özellikle oralı insanların oraya dönük yatırımlarıyla dolan bir şey. Biz tabii geldiğimizden beri düşünüyoruz, nasıl yapabiliriz, insanları nasıl buraya getirebiliriz, insanlara nasıl burada yatırım yaptırabiliriz diye düşünüyoruz ama işin esası henüz bu anlamda bir mesafe kat edebilmiş değiliz” diye konuştu.
“MALAZGİRT’İN MUŞ İÇİN ÖNEMİNİ BİLİYORUZ”
Malazgirt Savaşı ile ilgili hassasiyetimiz ve yönelimimiz, bu savaşa ilişkin bir şey değil diyen Alican konuşması şöyle sürdürdü: “Üniversite olarak bizim temel anlamda birkaç yürüme hattımız var. Bunlardan bir tanesi Malazgirt Savaş Alanı’nın tespiti. Bu Malazgirt Savaşı ile ilgili hassasiyetimiz ve yönelimimiz, bu savaşa ilişkin bir şey değil, bu savaşın tarihsel olarak bölgede meydana getirdiği dönüşüm ve o dönüşümle birlikte bu bölgede yaşanan tarihsel ilerlemenin, bu bölgeye daha fazla dikkat çekmesini sağlayabilecek bir şey olması. Yoksa işte tarihin bir yerinde burada savaş olmuş, bu savaşta işte iki ordu karşı karşıya gelmiş bu çok önemlidir değil. Savaşın kendisi değil, savaşın Muş'a sağlayabileceği katkılar dolayısıyla biz onu çok önemsiyoruz.
Yani bir anlamda Malazgirt'e ilişkin anlatıyı desteklediğimiz sürece hem şehre kamu yatırımı çekmek hem de işte bir takım şeylerin izinlerini almak bizim için daha rahat oluyor.
Malazgirt’in Muş iş için önemini biliyoruz. Biz üniversite olarak bunu çok ciddi biçimde farkındayız lütfen siz de olun. Dolayısıyla bizim ilerleme hatlarımızdan biri Malazgirt. Malazgirt'le ilgili ne yapabiliriz. İnşallah yakında bir DNA laboratuvarı kuracağız, bunun bütçesini bulduk, ayarlamalarını yaptık. Sonraki aşamalardan Malazgirt'te yapılması gereken başka şeyler var, bu anlamda sizden destek bekliyoruz.”
“MUŞ’TA HAVANCILIK POTANSİYELİNDE DÜŞÜŞ VAR”
Alican konuşmasının devamında, “İkincisi tarım ve hayvancılık. Özellikle Muş’un tarihine baktığımız zaman son çeyrek asırlık ya da yarım asırlık tarihine baktığımız zaman olağan koşullarda Türkiye'nin en yüksek hayvan potansiyeline sahip olan bir ili olmasına rağmen maalesef bu hayvan sayıları her geçen gün düşüyor. Büyükbaş hayvan sayısının istatistiklerine bakarsanız Muş'ta her yıl bu sayı azalıyor, küçükbaş hayvan sayısı azalıyor, kaz yetiştiriciliği ciddi bir biçimde azalıyor. Muş gibi bir yerde özellikle şehrinin geleceği tarıma ve hayvancılığa bağlıysa bunun azalması korkunç bir problem ve buna müdahale edilmesi gerekiyor. Azalmasının sosyal sebepleri var, kültürel sebepleri var. Kimse artık çocuğunun çoban olmasını istemiyor, kimse artık çocuğunun tarımla uğraşmasını istemiyor. Bizim özellikle üniversite olarak bu tarım ve hayvancılıkla meşgul olmanın, aslında insanlar arasında herhangi bir hiyerarşi yaratmadığını, bunun aslında kötü bir şey olmadığını, yeri geldiği zaman hayvancılıkla uğraşmanın mühendislikle meşgul olmaktan çok daha değerli ve kıymetli olduğunu, hem maddi hem de manevi olarak, hem şehre çok ciddi katkılar sağlayacağını hem de o işle uğraşan insanlara çok ciddi katkılar sağlayacağını göstermeye dönük bir misyonumuz var. İnşallah önümüzdeki süreçlerde bu anlamda yapacağımız birçok şey olacak.
Biz Malazgirt’in yanı sıra Muş'ta hayvan yetiştiriciliğini çok daha ileri bir noktaya taşımak istiyoruz. Büyükbaş hayvan sayılarını arttırmak istiyoruz, yeni hayvan ırkları oluşturmak istiyoruz. Bunun için de girişimlerimizi başlatmış durumdayız. Bu anlamda bize yol göstermenizi bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
“MUŞ’TAKİ SAĞLIK VE SPOR SEKTÖRÜNÜ GELİŞTİRMEK GİBİ BİR MİSYONUMUZ VAR”
Muş’taki sağlık ve spor sektörünü geliştirmek gibi bir misyonumuz var diyen Alican şöyle konuştu:
“Üçüncü olarak Muş’taki sağlık ve spor sektörünü geliştirmek gibi bir misyonumuz var. Bunu geliştirmek gibi 3’üncü bir temel amacımız var. Bunun için spor bilimleri fakültesini çok yoğun bir biçimde çalıştırıyoruz ve geliştirmeye çalışıyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemlerde Sağlık Bilimleri Fakültemiz çok iyi gidiyor ve onu daha da büyütme yönünde planlarımız var. Şu anda Sağlık Bilimleri Fakültesi binası yapmak için girişimlere başladık. Muş'ta acaba bir tıp fakültesi kurulabilir mi sorusunun cevabını arıyoruz. Bize sorarsanız kurulur. Çünkü Muş çok stratejik bir yerde, büyükşehirlere 2 saatlik mesafede, büyükşehirleri tam ortasında bir yerde. Dolayısıyla birkaç milyon insana hitap edebilecek bir noktada. Bu bakımdan çok uygun. Ama tabii ki bizim uygun olduğunu düşünmemiz kurulması için yeterli değil. Siyasi iradeyi ikna etmemiz gerekiyor, bürokrasiyi, ikna etmemiz gerekiyor. Burada tıp fakültesi kurmanın, bizim Muşlular olarak şahsi hesabımız ya da Muş’umuzda böyle bir şey katalımdan ziyade bütün Doğu Anadolu bölgesine katkı sağlayacak ve Doğu Anadolu'nun sağlık sorunlarını çözebilecek bir anahtar olduğunu onlara anlatmamız gerekiyor ve bunun için de çalışıyoruz.
3 temel noktada hedeflerimiz var, amaçlarımız var ve burada kaldığımız sürece son güne kadar bunun için uğraşacağız.”
"HABER: EMRULLAH ÖZBEY"
