EĞİTİMHaber Girişi : 26 Şubat 2024 19:00

Muş'ta Hafızlık Proje sınıfı: 14 kız öğrenci hafız olmayı başardı!

Muş'ta Hafızlık Proje sınıfı: 14 kız öğrenci hafız olmayı başardı!
Muş'ta bir ilke imza atan 'Hafızlık Proje Sınıfı' 14 kız öğrencinin hafız olma başarısıyla meyvelerini vermeye başladı. 

ALPARSLAN DİYARI- Muş İl Müftülüğü ve Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğiyle gerçekleştirilen proje, Şehit Davut Karaçam Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde hayata geçirildi. Bu öğrencilerin hafızlık yolculuğundaki başarısı, projenin önemini bir kez daha ortaya koydu.

 

 

 


Okulun çok amaçlı konferans salonunda düzenlenen hafızlığa geçme törenine Muş Belediye Başkanı Feyat Asya, Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alican, İl Müftüsü İbrahim Halil Demir, Aile ve Sosyal Politikalar Müdürü Ahmet Kırtay, Milli Eğitim Müdür Yardımcıları İbrahim Tanyeri ve Metin Aksu ile öğretmen, öğrenciler ve aileleri katıldı. 

 

 

 

 

 

 


“ARTIK BİZ ONLARDAN ÜRKMÜYORUZ, ONLAR SİZLERDEN KORKACAKLAR”

 

 


Kuranı Kerim tilavetiyle başlayan programda konuşan Belediye Başkanı Feyat Asya, 28 Şubat sürecine atıfta bulundu. Katsayı zulmüne dikkat çeken Başkan Feyat Asya, “Belki bu ülkenin en sıkıntılı sürecini bizim gençliğimiz ve çocuklarımızın hayata başlamasıyla oldu. Bizim çocuklarımız katsayı zulmüyle yarışarak bir yerlere gelmek üzere çaba gösterdiler. Bizler 28 Şubat sürecinin en sıkıntılı süreçlerini yaşadık. Artık biz onlardan ürkmüyoruz, onlar sizlerden korkacaklar. Biz onlardan ürkmüyoruz çünkü hafızlığı mesleklerinin önüne bir unvan olarak katmak isteyen evlatlarımız var. Hafızlığı önce kalbine, gönlüne, Allah'ın kelamını hıfzetmiş ondan sonra o hıfzla yöneticilik, idarecilik, doktorluk, mühendislik yapacak olan sizlere bu ülkenin ihtiyacı vardır. İnsanların yüzünde tebessüm olmak, şehrimizin de hem maddi hem manevi inşasını sağlayıp bitirmek ve bu güvenli şehirde huzur içerisinde yaşamak için hiçbir şekilde maddi imkanın yanında manevi inşayı da ihmal etmeyeceğimizi söylemek istiyorum” dedi.

 

 

 

 

 

 

 


“TÜRKİYE'DE BİR ÜNİVERSİTENİN REKTÖRÜ, SÖZLERİNE KURAN’IN KELAMIYLA BAŞLASAYDI KAPININ ÖNÜNDE POLİSLER ONU ALIP GÖTÜRÜRDÜ”

 

 

 

Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alican ise, bugünkü etkinliğin 25 yıl önce yapılması halinde insanların yaka paça gözaltına alınacağını ve ana haber bültenlerinde itibarı yerle bir edileceğini söyledi. Rektör Mustafa Alican, “Çok değil, bundan 25 sene önce eğer Türkiye'de bir üniversitenin rektörü, sözlerine Kuran’ın kelamıyla başlasaydı hemen kapının önünde polisler onu alıp götürürdü. Yine 25 yıl önce hemen bir kameraya çeker, akşam Uğur Dündar'ın haberlerine düşer Reha Muhtar tarafından yerden yere vurulur, bütün Türkiye'de dillere pelesenk olur, sakız edilir, rezil, kepaze edilir ve bir biçimde bütün itibarı yerle bir edilebilirdi. Tabii bunun sebebi o kişinin şahsı değildi. O kişinin konuşmasına, Kur'an'ı Kerim'le, dua ile başlamasıydı. Yani selatüselama ilişkin, Kur'an-ı Kerim'e ilişkin bu derece bir düşmanlık maalesef vardı. Bunun nedenini hala çözebilmiş değiliz. O zamanlarda özellikle ben 90’lı ortalarında hafızlık yaptım. O dönemlerde çocuklar Kur'an-ı Kerim okumasının, hafızlık yapmasın, İslami ilimlerle meşgul olmasın diye maalesef çok yoğun ve sistematik bir çaba vardı. Hem resmi makamlar tarafından yürütülen bir çabaydı bu, hem de birtakım sosyal topluluklar tarafından yürütülen bir çabaydı bu” diye konuştu.

 

 

 

 

 

 

 

“TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN CUMHURBAŞKANI, TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN BİR ÜNİVERSİTESİNE HAFIZ BİR REKTÖRÜ ATIYOR”

 

 

 


O dönemlerde ailelerin çocuklarını kuran kurslarına gönderemediğini ifade eden Rektör Alican şöyle konuştu, “Çünkü kuran kurslarına giden çocuklar bir biçimde imam hatipten başka bir yere gidemezlerdi, imam hatibe giden çocuklar da üniversitede puanları çok ciddi derecede düştüğü için belli birtakım bölümler dışında başka bölümlere gidemezlerdi. Fakat buna rağmen her yıl yine üniversite sınavlarında dereceye girenler arasındaki öğrencilerin çok büyük bir kısmı yine imam hatiplilerden oluşurdu. Şimdi dolayısıyla bütün bu manzarayı kısaca özetledikten sonra bugün içinde bulunduğumuz nimetin nasıl bir nimet olduğunu işin esası hep birlikte görmüş oluruz. Bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir üniversitesine hafız bir rektörü atıyor. Şimdi dolayısıyla bizim o 90’lı yılların ortalarında sanki böyle dini ilimlerle meşgul olan, Kur'an-ı Kerim okuyan falan vesaire gibi gençlerin insanların belirli meslek gruplarının dışında başka birtakım meslekleri yapmasını mümkün olmadığı düşünülürdü, buna inanılırdı ve aileler, toplum da buna inandırılmaya çalışılırdı. Dolayısıyla birçok aile çocuklarını Kuran kursuna göndermezdi, göndermeye korkardı” dedi.

 

 

 


“ORTAOKUL VE LİSEYİ DIŞARIDAN BİTİRDİM, KUR’AN’IN NİMETLERİ İLE BUGÜN REKTÖR OLDUM” 

 

 


Ailesinin o dönemde cesur davranıp kendisine hafızlık eğitimi aldırdığını kaydeden Alican sözlerini şöyle sürdürdü, “Biz beş kardeşiz ve dördümüz hafız olduk. Ben ortaokul ve liseyi dışarıdan okudum. Üniversiteyi birincilikle bitirdim. Çok genç yaşımda profesör oldum. Bütün bunlar hep Kur'an'ın nimetleri. Hafızlık yapmak sadece Kur'an-ı Kerim'i ezberlemek değildir. Hafızlık yapmak, bir çocuğun zihnini olabilecek en yüksek seviyede de geliştirmek anlamına gelir. Yani bu hafızlığı yapabilen bir çocuğa hiçbir şey zor gelmez. Normal bir çocuk on birim çalışarak bir şeyi elde edecekse bir hafız Allah'ın izniyle tek birim çalışmayla o şeyi elde edebilir. İnsanın sadece o Kuranı Kerim'i ezberlemesine değil, bütün hayatında farklı bir evreye ulaşmasında çok önemli vesile olan bir şeydir hafızlık. Dolayısıyla buradaki kardeşlerimi gururla izledim. Böyle şeyleri biz hayal edemezdik. 25 yılda Türkiye'nin geldiği yer inanılmaz bir yer. Türkiye'nin durumu hiç kötü değil. Türkiye'nin geleceği çok parlak. 100 yıllık böyle birazcık zayıflama, atalet döneminin ardından biz yeniden ayağa kalkacağız. Bu genç kardeşlerimiz sayesinde, bu hafız kardeşlerimiz sayesinde inşallah yarın bir gün çok çok daha ileri yerlere gideceğiz. Çocuklarını buraya getiren, gönderen, illa hafız olsun diye çaba gösteren bütün anne babaların ellerinden öpüyorum. Allah onlardan razı olsun” ifadelerini kullandı.

 

 

 

 

 

 

 


“BU ŞEHİRDE DİN ADINA, DİYANET ADINA YAPMAK İSTEYİP DE YAPAMADIĞIMIZ HİÇBİR ŞEY YOKTUR”

 

 


Hafızlığın önemine değinen İl Müftüsü İbrahim Halil Demir de şunları kaydetti, “Bu şehir elhamdülillah inanmış bir şehirdir. Alparslan'ın şehri, İslam'ın yayıldığı bir şehir burası. Burası o özelliğini hiç kaybetmedi, kaybetmeyecek inşallah. Peygamber efendimiz diyor ki benim ümmetimin en şereflileri Hamele-i Kuran’dır. Yani kuran-ı Kerim’i ezberleyendir. Bu şehir bundan niye mahrum olsun. Bu şehrin zeki çocukları bundan niye mahrum olsun. İşte bu okullarda bunu sağlayacağız. Bizim bu şehirde din adına, diyanet adına yapmak isteyip de yapamadığımız hiçbir şey yoktur. Bu çocuklar Allah izin verirse bir yılda hafız edip Allah izin verirse akademik olarak okula devam ettirecekler. Unutmayın Kur'an okunan bir yerde bereket vardır, melekler vardır, iyilik vardır, güzellik vardır. Evinizin bereketli olmasını istiyorsanız, sokakların bereketli olmasını istiyor isek çok Kur’an okunacak ve o Kur'an anlaşılacak ve Allah izin verirse şehrin her yerine yayılacak. Onu birlikte yapıyoruz.”

 

 

 


“EZBERLEDİKLERİ HER HARF BİR HAZİNE, HER KELİME BİR CEVHER Kİ HER BİRİ BİR ÖMRE DEĞER”

 

 

 

Milli Eğitim Müdür Yardımcısı İbrahim Tanyeri ise, “İmam hatip okullarımız müfredatımızda yer alan pozitif bilimler ile bizler için hayatımızın her kademesin çok büyük önem arz eden İslami ilimlerin birlikte okutulduğu güzide kurumlarımızdan bir tanesidir. Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü ile Diyanet İşleri Başkanlığının ortaklaşa yürüttüğü ‘Ortaokul Hafızlık Projeleri’ ile bizler öğrencilerimizin Kuranı Kerimi erken yaşta ve kalıcı öğrenmelerini sağlamayı planlıyoruz. Böylece öğrencilerimiz din öğretimiyle ilgili temel ve akademik becerileri öğrenirken aynı zamanda örgün eğitimde pozitif bilimler ışığında kendilerini eğiterek geleceğin birer doktoru, mühendisi, öğretmeni olma yolunda ilerliyor. Kuranın bütün güzellikleri kızlarımızın dillerinde yankılanıyor. Ezberledikleri ve ezberleyecekleri her harf bir hazine, her kelime bir cevher ki her biri bir ömre değer. Şehit Davut Karaçam İmam Hatip Ortaokulu hafızlık sınıfında okuyan ve çıkmış oldukları bu yolda hafız olma şerefine nail olmak için gecesini gündüzüne katan 14 öğrencimizi canı gönülden tebrik ediyorum” şeklinde konuştu.

 

 

 

 

 

 

 

“KURANA TUTUNMAK; HUZURUN, RAHMET VE BEREKETİN KAPILARINI AÇAR”

 

 


Şehit Davut Karaçam Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdürü Ersin Çetin de hafızlık müessesinin İslam medeniyetinde önemli bir yere sahip olduğun altını çizerek şöyle konuştu, “Kurana tutunmak; huzurun, rahmet ve bereketin kapılarını açar. İşte bu yüzdendir ki hafızlık ve hafızlık müesseseleri 14 asırlık İslam medeniyetinde hep önemli bir yere sahip olmuştur. Zira kuran insanlar için bir öğüt, gönüllerindeki sıkıntı ve darlık için bir şifa, inananlar için bir hidayet ve rahmet olarak gelmiştir. Bugün bu rahmetin, bu hidayetin kaynağından beslenen kızlarımız hafızlık yolunda ilk adımı atıyorlar. Peygamber efendimiz hafızları abese suresinde sözü edilen sefere-i ikrama benzetmiş ve cennette onlarla beraber olacağını müjdelemiştir. Allah, çıkmış oldukları bu kutlu yolda her daim kızlarımızın yanında olsun, onları muvaffak eylesin ve cennet müjdesine mazhar olmayı nasip etsin.”

 

 


Yapılan konuşmaların ardından hafız olan kız öğrencilerin okuduğu dua ve ilahilerle program sona erdi.

 

 

“HABER: HARUN SEÇKİN”

 

 

Resmi İlanlar