Ailelerin ocağına incir diken, ateş düşüren, anne ve babaları hüzün iklimine sevk eden intihar vakalarının sayısı gün be gün artmaktadır. Özellikle de gençlerde intihar olgusu çok yaygın hale geldi. İntihardan önce zihinsel bir mayalanma dönemi vardır. İntihar basamakları; Düşünce, arzu, niyet ve girişim aşamalarından oluşmaktadır. İnsanlar değişik nedenlerle yaşamlarına son verirler. İntihar davranışını tetikleyen, intihara neden olan etmenleri düşündüğümüzde tek bir nedene bağlayamayız aksine birçok faktör etkili olmaktadır: Depresyon, ruh hastalıkları, kişilik bozukluğu, madde bağımlılığı ve ebeveyn yoksunluğu intiharın en büyük nedenleridir. Kasıtlı ve gönüllü ölüm olarak da adlandırılan intihara sürükleyen diğer nedenlerse; Hayatının artık kendi kontrollünden çıkmış algısı, yaşamın anlamını yitirmesi, geleceğe dair umutsuzluk ve çaresizlik, başka çıkar yol kalmadı hissi, yoğun üzüntü, kimlik bunalımı, karamsarlık, kaygı, korku, çözümsüzlük ve kendini boşlukta hissetme gibi düşünceler intiharı tek çıkış yolu haline getirebilmektedir. Her ne kadar intihar toplumumuzda ret edilen dini açıdan da günah olarak kabul gören bir eylem olsa da maalesef önüne geçilememektedir. Baş ağrısında, grip olunduğunda hastaneye koşan bir insan, iğneden korkan bir kişi nasıl olur da bu denli kıymetli ve tatlı olan canına kıyar? İntihar düşüncesinde olan birinin düşünceleri sınırlı ve akıl dışı olup yardıma ihtiyacı olduğunun bilincinde dahi değil. İnsan anca akli melekeleri olmadığında, delirdiğinde yaşamına son verir; yoksa aklıselim bir insanın yapacağı bir eylem değildir kesinlikle… İntihar düşüncesinin oluşmasında ve olayın yaşanmasında ailenin, çevrenin ve toplumun ciddi bir etkisi vardır. İntiharın bireysel nedenlerinden çok toplumsal sebepleri daha baskındır. Sosyal ilişkilerin az olması, akran yalnızlığı ve içine kapanık davranışların sergilenmesi sonucunda bireyin kendi başının çaresine bakmasına yol açmaktadır. Meşguliyeti olmayan, oyun ve akran yoksunluğundan ötürü yalnızlığa mahkum edilen çocuklarda intihar riski daha yüksek olur. Mahalle, site ve sokak arkadaşlığı azaldıkça çocuklar yalnızlaştı. Arkadaş kültüründen uzaklaşan çocuklar kabuğuna çekilir, telefonla akran olurlar. İntihar haberlerinin intiharı artırdığı bilinmektedir. İntihara meyilli bireylerde intihar riskini artıran etkenlerden biri de film ve dizilerdeki sahnelerde intiharı çekici, romantik ve mistik olarak gösterilmesidir. İntihar olgusuna ilişkin sosyal medya paylaşımlarında yapılan haberler ve yayınlanan videolar gençlerde intihara karşı yatkınlık oluşturur. Bu yöndeki paylaşımlar; Başkalarının yaptıklarını kendilerine model alınması, özenti içinde taklit edilmesi, ilgi ve merak uyandırması gibi olumsuz sonuçlar doğuyor. Sosyal Medya paylaşımlarında intihar asla bir çözüm ve tek çıkış yolu olarak sunulmamalı ve yaygınlaştırılmamalıdır. İntiharı etkileyici faktörlerden biri de; Ailede veya yakın çevrede intihar vakasının olması yeni intiharlara yol açtığı ve yakından ilişkili olduğu görülmüştür. Yakın zamanda gerçekleşen intiharların yeni intiharlara rol model olduğu, o kişilere cesaret verdiği gözlenmiştir. Anne ve babaların özenle dikkat etmeleri gereken bir diğer husus ise; Birçok ebeveyn kendi anne babalarında ne gördüyse ve hangi yaklaşıma maruz kaldıysa günümüzde de aynısını kendi çocuğuna uygulatmaya çalışıyor; oysaki günümüzün yaşam şartları ve çocuk profili çok değişti. Gençler artık anne ve babalarının yaşadığı dönemde yaşamıyor aksine modern bir çağda yaşıyor olmanın rahatlığı ve özgüveniyle ihtiyaç ve beklentileri de çok farklılaştı. Gençlerin talepleri göz ardı edilmemeli, isteklerine onların bakış açısıyla da bakılmalı, onları kazanmaya yönelik nasihat edilmelidir. İntiharı tetikleyen diğer bir husus; Çocuk sayısının çok olmasından ötürü anne ve babalar çocuklarına yeteri kadar ilgi ve alaka göstermemektedirler. Ebeveynlerin ilgisizliği, çocuğun ihtiyaç duyduğu sevgi ve şefkatin yeteri kadar verilmemesi sonucunda çocuklarda aile yoksunluğu baş gösterir.
İntihar riskini ortadan kaldırmak, intihar düşüncesi olan insanların bunu eyleme dökmelerinin önüne geçmek için insanlara dokunmak gerekiyor. Sosyal etkileşimin sağlanması, yakın aile bağlarının kurulup desteklenmesi, yalnızlaştırmanın önüne geçilmesi intihar eylemlerini azaltır. Duyarlı ve bilinçli ebeveyn olarak çocuğu anlamak, sahiplenmek, korumak ve yalnızlaştırmamak gerekir.