Evliliklerde eşler arası anlaşmazlık, şiddetli geçimsizlik ve akabinde gerçekleşen boşanmaların sebebi üzerinde geçmiş zamandaki evlilikler ile günümüzdeki evlilikleri karşılaştırma ve boşanma oranın artma nedenleri üzerinde kaleme alma ihtiyacı hissettim. Günümüzde boşanma olaylarının artmasının en büyük sebebi değişen kadın ve erkek profilidir. Eski zamanlarda 70 yıl evli kalan büyüklerimizin, anne ve babalarımızın yaşadığı evlilikler kalmadı artık. Refah ve zenginlik artıkça boşanma oranları da aynı oranda arttı; oysaki eski zamanlarda yoksulluk ve cefa vardı, beraberinde eşler arası sahiplenme ve dayanışma hakimdi. Çile çekmiş, zorluk görmüş ve yoksulluk yaşamış insanlar evliliğin değerini bilirlerdi. Evlilik; aynı yatağı paylaşmak değil aynı hayatı tüm zorluklarıyla paylaşmak, sıkıntıları birlikte göğüslemek, sorunlarla mücadele etmek ve krizleri doğru yöneterek bertaraf etmektir. En zor zamanlarda, tedavisi mümkün olmayan hastalıklarda eşler merhametli olup birbirine sahip çıkıp yalnız bırakmazken şimdilerde en ufak bir kıvılcım ve sorunda eşler arasında küskünlük ve kavgalar belirir, akabinde boşanma durumları yaşanır. Eski evliliklerde Hayat Arkadaşı, Can Yoldaşlığı ve Dert Ortağı anlayışı etkiliyken yeni evliliklerde eşlerin evliliğe bakış acısı; Aşk, Romantizm, Özgür Hayat, Ev, Araba, Tatil gibi hevese dayalı yaşam hakimdir. Dikkatinizi çekerim günümüzde Aşkım, Bir tanem ve Karıcığım gibi süslü kelimeler, sözde iltifatlar artı; lakin aynı oranda da boşanmalar da fazlalaştı. Günümüzde aileleri parçalayan, boşanmaları artıran en büyük etken kesinlikle Sosyal Medyadır. Teknolojik gelişmelere bağlı olarak ortaya çıkan telefon ve sosyal medya hesapları ihanet ve aldatmaların yaşanmasına sebep olmaktadırlar. Eskiden eşlerin sosyal medya hesapları yoktu, kadınlar abuk sabuk diziler izlemezdi, gün boyu televizyon karşısında evlilik ve boşanma programları ile vakit geçirmezdiler. Eşler eskisi gibi birbirine güven duymuyor. Günümüzde erkek işe gittiğinde aklı evde kalır acaba eşim evde ne yapıyor, kiminle konuşuyor, mesajlaşıyor veya kimleri takip ediyor diye, aynı şekilde erkek bir yerlere veya il dışına gidince kadının içine şüpheler belirliyor acaba eşim orada ne halt işliyor? Geçmiş dönemlerde ihanet ve aldatma mı vardı? Eski kadın ve erkeklerde ar, şeref, haysiyet ve namus tutumları çok baskın ve ağırdı. Edepli, efendi, ahlaklı, onurlu ve namuslu kadın gibi kadınlar, erkek gibi erkekler vardı bir zamanlar… Eski dönemlerde eşler birbirine sarsılmaz bir güvenle ve sadakatle bağlıydılar. Zaman öyle bir zaman olmuş ki adamlar başkasının kadınına göz dikiyor, kadınlar başkasının adamına… Bazı kadınlar eşleri tarafından ihmal ve suiistimal edildikleri için aldattıklarını söylerler. İhanet ve aldatmanın gerekçesi, izahı ve savunulacak haklı tarafı yoktur, olamaz da… Geçmiş dönemlerdeki kadınlarda boşanma diye bir anlayış yoktu. Günümüzdeyse kadınlarda boşanma o kadar çok sıradanlaştı ki resmen günlük hayattın bir parçası haline geldi. Özellikle de batıda evli çiftler 1-2 yıl evli kalabiliyor. Öyle ki mahkemelerde en çok görülen davaların başında boşanma davası gelmektedir. Eski kadınlar ne olursa olsun yuvalarını kurtarmak, aile saadetini bozmamak için mücadele eder, fedakarlık yapardılar. Aynı şekilde erkeklerde de namus hassasiyeti vardı, çok daha onurlu ve şerefliydiler; Kadınım, namusum dediği eşini ölümüne sahiplenir, istisnai durumlar ( aldatma, ihanet) hariç kolay kolay boşamazdılar. Boşanmaya iten sebeplerden biri de; Toplumda boşanmış kadına karşı olan bakış açısının eskiye oranla yumuşaması, sıradanlaşması ve ayıplanmaktan çıkması sonucunda kadınların boşanmaya sıcak bakmalarına sebep olmaktadır. Bir diğer önemli husus; Kadınların evin otoritesine ortak olma girişimleri ve özgür yaşam istemeleri beraberinde ciddi sorunlar oluşturmaktadır. Şu bir gerçek ki evin otoritesi erkekte olmalıdır. Evde Kadın egemenliği oluşursa orada çatışma ve kavgalar ortaya çıkar. Erkek eşine değer vermeli, koruyup kollamalı, ezdirmemeli, merhametli olmalıdır; Kadın da erkeğinin ev reisliğini tanımalı, babasına gösterdiği saygıyı eşine de göstermelidir. Kadın ve erkeğin fıtratı, yaratılışları gereği bir değildir bu nedenle: ‘’O yapıyorsa ben de yaparım’’ anlayışı çatışma ve inatlaşmayı beraberinde getirip evdeki huzuru ve eşler arasındaki muhabbeti bitirir. Eşler birbirinin ailelerine iyi davrandıkça ve misafirperver oldukça birbirinin yanında değerleri daha artar, evlilikleri daha sağlam temellere oturur. Bir kadın kendi ailesini ve akrabalarını evine nasıl davet edip ağırlıyorsa aynı şekilde eşinin ailesi ve akrabalarını da aynı hassasiyet ve içtenlikle ağırlamalı, değer verip tebessümle misafir etmelidir. Evliliklerin bitme sebeplerine baktığımızda eşlerde ‘’beklenti’’ eşiğinin fazla olduğunu görüyoruz. Bazı eşler artık ‘’ en iyisini’ ’kendisinin hak ettiğini sürekli dillendirirler. Yeni ve farklı şeyler alınması yönünde başkalarını örnek gösterip kıyaslama Ajitasyonunu kullanırlar. Bu sebeple evliliğinizi başkalarının evliliğiyle kıyaslamayın. Bu hayatta hiç kimse kusursuz ve mükemmel değildir; eşlerin birbirine karşı ki küçük düşürücü, onur kırıcı ve başka kişilerle karşılaştırma söylemlerinde bulunmaları boşanmaya iten sebeplerden biri olarak göze çarpmaktadır. Şunu hiçbir zaman unutmayalım! Eşler birbirini tamamlayan parçalardır. İnsan eşi ile itibar kazanır, eşi ile değerlenir. Ne olursa olsun eşinizi her daim yüceltin.
Ebeveyn olarak evliliklerde yanlışa düştüğümüz durumlardan biri de eşler arasındaki sözlü kavga ve geçimsizliklerde kadının ailesi haklı haksıza bakmaksızın: ‘’Kendini sakın ezdirme, en küçük bir tartışmada, anlaşmazlıkta evine dönebilirsin.’’ şeklinde söylemlerde bulunup çocuklarına sırt verir, cesaretlendirir ve açık kapı bırakırlarsa kadın, baba evini sığındığı liman olarak görür ve en ufak tartışmada eşyalarını toplayıp baba evine, bu limana sığınır. Kadının ailesi evliliği kurtarma çabasına girmeksizin tüm suçu erkeğe atmaları ve kızlarını dolduruşa getirip erkeğe karşı düşmanca davranış sergilemeleri boşanmaya zemin hazırlamaktadır. Bu durumda olması gereken kadına yönelik şiddet ve aldatma olmadığı sürece erkek haksız da olsa kızlarına bu durumu hissettirmemek, eşler arasında yapıcı olmak, ortamı yumuşatmak, eşler arasında orta yolu bulup yuvalarının dağılmasına engel olmak ve şartlar ne kadar zor olursa olsun kızlarının boşanmaması yönünde tavır takınılmalıdırlar. Velhasıl kelam! Gözbebeğiniz, ağlamasına dayanamadığınız, el bebek gül bebek büyüttüğünüz çocuğunuz gün gelecek evlenip sizden ayrılacak. Siz ve eşiniz son nefesinize kadar hastalıkta ve yaşlılıkta yalnız kalacak, hayat merdivenlerini beraber tırmanacaksınız. O yüzden insanların hakkınızdaki olumsuz söylemlerine aldanmayın, kendinizi kem gözlerden ve kötülüklerden koruyun, dirayetli ve uyanık olun. Birbirinize yoldaş ve hayat arkadaşı olun, birbirinizin kıymetini bilin, her daim birbirinizi koruyun, sahiplenin…