Hep dillendirir ve söyleniriz, nerde o elleri öpülesi can damarımız kıymetli annelerimiz, nerede o eski hanım kadınlarımız? Eski zaman kadınları ile günümüzdeki kadınları karşılaştırma ve kadının toplum içerisindeki değişimini gözler önüne sermek amacıyla yazma gereksinimi hissettim. Yazıma başlamadan önce fedakar, onurlu, şerefli, edepli ve göz nuru kadınlarımızı söylemlerimin dışında tutarak onları tenzih ediyorum. Kadının toplumdaki statüsünün değişimi gözle görülür şekildedir. Kadın gibi kadınlar vardı bir zamanlar… Geçmiş dönemlerde ağırbaşlılığından ötürü kadının saygınlığı vardı, kadına değer biçilirdi. Yeni jenerasyon kadınların tutum ve davranışlarından dolayı kadına duyulan saygı ve atfedilen değer her geçen gün azalmış durumdadır. Acıyla yoğrulan, sabırla bilenen ve hayatın ağır yükünü sırtlayan eski kadınlarımız dirayetli ve güçlüydüler, her sorunun üstesinden gelirdiler. Eski zaman kadınları kriz anında ve kritik zamanlarda yerinde müdahale edebilen, yaraya merhem olan, mücadeleci, oturaklı, görmüş, geçirmiş, becerikli ve deneyimli şahsiyetlerdi. Eski zamanlarda aile ve ev yönetiminde, karar alma sürecinde söz sahibi kadınlardı. Aileyi ayakta tutabilecek, aile içi sorun ve sıkıntıları çözüme kavuşturacak ağırbaşlılığa ve tecrübeye sahiptiler. Özü sözü bir olan kalender kadınlar aileyi bir arada tutmak adına aile birliğini ve bütünlüğünü sağlardılar, dışardan gelebilecek olumsuzluklara, fenalıklara ve taşkınlıklara set olurdular. Bundan dolayı kardeşler arasında oluşabilecek miras kavgalarına ve küskünlüklere müsaade etmezdiler. Şöyle ki mal-mülk paylaşımında sorun yaşayanlar genellikle anneleri hayata olmayan kişilerdir. Eski kadınlarımızın şimdiki kadınlar gibi zevkusefa bir yaşantıları, tatil gibi bir seçenekleri, çekirdek aile yaşantıları, hastane seçeneği gibi modern çağ imkanlarına sahip değildiler. O dönemlerde onca eziyet ve zahmet çekmelerine rağmen aza kanaat eder, şükrü dillerinde düşürmezdiler. Eski dönemlerde yokluk, yoksulluk ve cefa vardı, günümüzdeki gibi elektrikli süpürge ve bulaşık makinesi yoktu. Buna rağmen eski kadınlar cömert ve misafirperverdiler. Misafir ne kadar kalabalık olursa olsun onları ağırlayacak kadar eli açık, gönülleri ferah ve sofraları genişti. Şimdiki kadınların korkusu ise eve misafir gelmesidir. Eski kadınlar eve misafir gelir kalır düşüncesiyle yatak sayısı çok tutardılar, şimdilerdeyse yatak sayısı o kadar az ki misafirler mecburen kanepede yatırılıyor. Geçmiş dönemde annelerin çocuk üzerinde otoritesi ve bağlayıcılığı vardı, ciddi ve sarsılmaz bir disiplin uygulardılar. Özellikle de kız çocukları annelerinin korkusundan davranışlarına dikkat ederdiler. Kadın otoritesinin azalması ve yaptırım gücünün zayıflaması toplumun ahlaki olarak bozulmasına ve kız çocuklarının özgür hareket etmesine sebep olmuştur. Bir diğer önemli husus ise değişen kadın profili sonucunda son zamanlarda kadınlar doğum korkusuyla kendi rahatlıklarını düşündüklerinden ve narin tutumlarından dolayı normal doğum yerine kasıtlı ve gönüllü olarak sezaryen ameliyatı olmayı tercih ediyorlar. Özellikle de batıda gerçekleşen doğumların büyük kısmı doğumu sezaryen şeklinde gerçekleştirmektedir. Eski kadınlar günümüzdeki kadınlar gibi çok lezzeti yemekler ve çeşit çeşit pastalar yapmayı bilmezdiler; lakin her alanda hanımdılar, ev kadınıydılar, çekip çevirmesini bilirdiler. Eski kadınlarda sınırsız adanmışlık vardı, söz konusu çocuklarının hayatı oldu mu yaşam onlar için ikinci planda olurdu, şimdilerdeyse özgür hayat ve rahat yaşam için çocuklarını terk eden, onlardan vazgeçen annelerin sayısı arttı. Eski zaman kadınları iyiliksever ve merhametliydiler; Eşlerinin yaşlı ve hasta anne ve babasına gönüllülük esası çerçevesinde usanmadan ölünceye dek bakardılar. Eski dönemlerde erkeğin evde bir otoritesi vardı, bundan dolayı kadınlar evin direği eşlerine kayıtsız şartsız itaat eder, babalarına gösterdikleri saygı, sevgi ve merhameti eşlerine de gösterirdiler. Maalesef günümüzde roller değişti, kadın koca oldu, koca da kadın… Eşler birbirine emanet edilen birbirini tamamlayan parçalardır. Eskiden erkek eşinin ailesiyle herhangi bir konuda anlaşmazlığa düşer, tartışmaya girerse kadın eşini ezip kendi ailesini tutmazken şimdilerdeyse kadın yaşanan problem ve sıkıntıda eşini bir yabancı olarak görüp kendi ailesinin tarafını tutmaktadır. Bu durum erkeğin eşinden beklediği korumacılık ve sahiplenme duygularının yok olmasına sebep olmaktadır
Günümüzde boşanma olaylarının artmasının sebeplerinden biri de değişen kadın profilidir. Eski kadınların sosyal medya hesapları yoktu, gün boyu televizyon karşısında evlilik ve boşanma programları ile vakit geçirmezdiler. Eski kadınlarda ar, şeref, haysiyet ve namus tutumları çok baskın ve ağırdı, bununla birlikte erkeğine sadakatle bağlıydılar. Bundan dolayı ihanet ve aldatma diye bir eylemde bulunmazdılar. Geçmiş dönemlerdeki kadınlarda boşanma diye bir anlayış yoktu. Günümüzdeyse kadınlarda boşanma o kadar çok sıradanlaştı ki resmen günlük hayattın bir parçası haline geldi. Eski kadınlar onurluydular, ne olursa olsun yuvalarını kurtarmak, aile saadetini bozmamak ve boşanmamak için mücadele eder, fedakarlık yapardılar. Şu bir gerçek ki ailede kaynana otoritesi ne zaman azaldıysa eşler arası geçimsizlik ve boşanma olayları da o denli arttı. Eski kadınlar kaynana statüsü ile değil Anne rolü ile arabulucu, yapıcı, bütünleştirici, kucaklayıcı ve kurtarıcı olup eşler arasında oluşan huzursuzluğu giderecek tutum takınır, yuvaların dağılmasına ve boşanma hadisesinin yaşanmasına engel olurdular.
Sözün özü! Ne günümüzün kadınları o günün kadınları ne de erkekleri o zamanın erkekleri…