Erzurum'da 3 yıl önce bulunan "taş baba heykeli", restorasyon çalışmasının tamamlanmasıyla açılış için gün sayan Erzurum Müzesi'ne yerleştirildi.
Şenkaya ilçesine bağlı kırsal Ormanlı Mahallesi'ne 3 yıl önce "tarihi taş heykel bulunduğu" ihbarı üzerine giden Erzurum Müzesi Müdürü ve arkeolog Hüsnü Genç ile akademisyenler, vatandaşların bulduğu taşı, kente getirip koruma altına aldı.
Akademisyen ve arkeologlar, yaptıkları inceleme ve araştırmalarda "taş baba" denilen heykelin geçmişte Orta Asya'da vefat eden büyük devlet adamları için yapıldığını tespit etti.
Elinde kase tutan, belinde sıralı 4 kemer olan "taş baba heykeli"nin görevlilerce bakım, restorasyon ve konservasyon çalışmaları tamamlandı.
Yüz kısmı, elleri ve kemerinde işlemeli motifler bulunan, 1 metre 23 santimetre uzunluğunda, 47 santimetre genişliğindeki heykel, yaz döneminde açılması planlanan Erzurum Müzesi'nde yerini aldı.
- "Ülkemizde benzeri bulunmuyor"
Erzurum Müzesi Müdürü Hüsnü Genç, AA muhabirine, 3 yıl önce şubat ayında gelen ihbar üzerine Ormanlı Mahallesi'ndeki yaylaya akademisyenlerle gittiklerini söyledi.
Yaylada jandarma eşliğinde eseri koruma altına alıp kente getirdiklerini anlatan Genç, "Taş baba heykeli, müzemizin ve ülkemizin ünik (tek ve eşi olmayan) eserlerinden birisi. Taş baba, İslamiyet'ten önceki Türklerde özelikle Orta Asya'da bulunan Türk kavimleri tarafından büyük devlet adamlarının mezarlarına dikilen şahide taşlardır, yani mezar taşlarıdır." dedi.
Tarihi açıdan önem arz eden taşın özellikle Orta Asya'daki "taş babalar"la karşılaştırıldığında milattan önce 500'lü yıllara tekabül ettiğini ifade eden Genç, şunları kaydetti:
"Taş babanın Türk geleneklerinde olduğu gibi elinde 'Bengü Bade kasesi' ve belinde sıralı kemer görülüyor. Bu kemer, zamanında vefat etmiş Türk büyüğünün, kemerdeki çizgi sayısı arttıkça makamının, mevki ve rütbesinin arttığını gösteren işarettir. Elindeki 'Bengü Bade' ise öldükten sonra sonsuzluk kadehini içerek ölümsüzlüğe gittiğini belirtmektedir."
Genç, eserin Türk mezar gömme geleneklerinin en belirgin şekli ve örneklerinden olduğuna işaret ederek, "Ülkemizde benzeri bulunmuyor çünkü bunların orijinali Orta Asya'da. Bilindiği gibi Türk ırkı Orta Asya'dan Türkiye'ye doğru yayılım göstermekte. Tabii Orta Asya'da değişik örneği vardır ancak ülkemizde ilk örneği müzemizde. Eser günümüzden yaklaşık 2500 yıl öncesine ait." diye konuştu.