Doğu ve Güneydoğu'nun adını lekeleyen başlık parası hatırlayacağımız üzere 27 Mayıs Cumartesi günü kardeşi kardeşe kırdırmış birisi mezara diğeri kodese gitmişti. Genel anlamda adına ne denirse densin gerçek olan ilkelliği hala devam ettiren bir azınlık var. Bir annenin, eşin, insan olmasını da bir yana bırakın doğurgan herhangi bir canlının ne kadar kıymetli birer varlık olduğunu bilen herkes istisnasız bir kız çocuğunun Allah’ın hediyesi olduğunu da bilir. Doğu ve Güneydoğu'da dünyaya gelen bir erkek çocuğu sevindirirken hatta naralar attırırken kız çocuğu haberini sessiz buruk sanki bir utançmış gibi saklamaya çalışıyorlar ama gel gelelim kız çocuğu büyüyüp evlilik çağına geldiğinde yüzleri dahi kızarmadan onların bedenine fiyat biçiyorlar. Doğu ve Güneydoğuda güruh bir azınlığın devam ettirdiği bu akım ne yazık ki hala bu güzelim vatanımızın kara bir lekesidir. Bütün geri kalmışlığımız yontma devrinden çıkamadığımızdandır.
İnsanlar uzayda yaşam bulurken hala başlık parası yüzünden evlenemeyen yemeyip içmeyip geleceğine hiçbir katkısı olmayacağı başlık parasını biriktiren hatta bunun için şehir şehir inşaatlarda amelelik eden daha doğrusu gençliği heba olan çocuklarımızın gözden kaçmayacak kadar çoğunlukta olduğunu biliyoruz. Bu leke bütünü kapsamadığı halde zihinlerde Doğu ve Güneydoğu deyince akla gelen bu ilkellik istisnaları da içine alıyor ne yazık ki.
Candan ziyade bir mal gibi, dahası boyuna, posuna, görselliğine göre fiyat biçilmesi yüz kızartıcı bir utanç abidesinden başka hiçbir şey değil. Gözünü mal ve para hırsı bürümüş kız çocuğu aileleri çocuklarının huzurla yaşayacağı bir yuva kurmasından ziyade karşı tarafı ne kadar yorarsa kızlarının o kadar el üstünde tutulacağı gerçeğine inanıyor. “Mantıklarının kavrayamayacağı bir gerçek var ki, mal statüsünde sattıkları kızlarının mal hizmeti vermesi beklendiğini” akıllarına dahi getiremiyorlar.
Bazıları başlık adı altında kızına fiyat biçerken bazı aileler de altın sayısını ve gramını yüksek tutarak tabiri caizse tavuk yolar gibi insanları yoluyorlar. Sanıyorlar ki, üstesinden gelinmesi imkansızlaşan bu abartılı isteklerin borçlarla, harçlarla, yüksek faizli krediler ve bazen de tefecilere varıncaya kadar bu çağ dışı zihniyetin taleplerini temin etmeye çalışanların yuvaları kurulduğunda güllük gülistanlık yaşayacaklar. Damat adayı hayatının yarısını evlilik borcunu ödeyerek geçirdikten sonra kalan yarısını da eşinin ailesine duyduğu nefretle geçiriyor. Kolaylaştırmak yerine zorlaştıran kız aileleri sonrasında da başını öne eğen saygılı bir damat beklentisi içerisine giriyor. Gırtlağına kadar borca batmış bir eş adayının kızlarını dört dörtlük yaşatacağını sanıyorlar. Malum, bir yerlerden para musluğu akmadığına göre evlilik aşamasında borç batağına batan damat adayı huzuruaşk yaşamak şöyle dursun bütün bu borçların altından nasıl kalkacağı hesabı ile yatıp kalkmaya başlıyor ve zaten ailedeki iç tatsızlığın, huzursuzluğun, kavgaların, eşinin ailesinden soğuyarak uzak durma istediği bu kirli akımın devamından kaynaklanıyor.
“Kurulmadan yıkılan birçok yuvanın yine bildiğimiz üzere tek sebebi baş edilemez gereksiz ve ısrarcı isteklerdir”.
Genel bir araştırma yapıldığında yüklü başlık paraları ve üstesinden gelinemeyecek kadar borç batağına batırarak varlık talebinde bulunan hatta bunun olması için çingenelik dahi yapan ailelerin büyük çoğunluğu başkalarının sırtından geçinmeye alışmış gelir seviyesinden ziyade düşük zihin seviyesi ile yaşamakta ısrar eden geleceği görmeyi reddeden bir azınlık çıkıyor.
Bütün cinayetlerde bir azmettirici vardır ve bu kardeş cinayetinin azmettiricileri kesinlikle yüklü miktarda başlık parası isteyerek kızını mal kategorisine koyan anne babadır. Öyle bir yasa çıkarılmalı ki, başlık parası adı altında kız çocukları üzerinden kazanç elde etmek isteyen ebeveynlere ağır bir cezai işlem uygulanmalı ve bu ceza ne kadar ağır olursa o kadar caydırıcı olacak dolayısı ile cennet vatanımın doğusuna yapışıp kalan bu kara leke arınacaktır. Şahsen kendi görüşümle asıl sorgulanması gerekenler kız çocuklarının sırtından tabiri caizse etinden para kazanmaya çalışan anne babalarıdır. Bir kadın satıcısı ile kızına fiyat biçenler arasında bana göre kesinlikle fark yoktur.
Umuyoruz ki, 27 Mayıs Cumartesi günü başlık parası yüzünden işlenmiş, kardeşi kardeşe düşman eden son cinayet olsun.