Yıllardır farklı motifleri kilim ve halılara işleyen Kum, hem sanatını yaşatıyor hem de elde ettiği gelirle ailesinin geçimine katkı sağlıyor.
Kum, kilim ve halı dokumayı annesinden öğrendiğini, Halk Eğitimi Merkezinde de eğitim aldığını söyledi.
Dokumacılığın en güzel sanatlardan biri olduğunu belirten Kum, şöyle konuştu:
"Annemin evde halı dokuma tezgahı vardı. Hatıra olsun diye Muş Müzesi'ne teslim ettik. Dokuma bir kültürdür, mirastır ve bunu devam ettirmek istiyorum. Çok sayıda öğrenci yetiştirdim. Severek yaptığım bu mesleğin unutulmasını istemiyorum. Bu mesleğin yaşatılmasını istiyorum. Kızlarım bu işi biraz biliyor. Ben kızlarımdan en az birinin bu mesleği sürdürmesini istiyorum."
“MESLEĞİN UNUTULMASINI İSTEMİYORUM VE İNATLA BU İŞİ YAPMAYA DEVAM EDİYORUM”
Halı ve kilim dokumanın terapi gibi olduğunu anlatan Kum, "Daha önce İŞKUR vasıtasıyla bize destek veriliyordu. O dönem öğrenci sayımız daha fazlaydı. Kursa gelenlere ücret veriliyordu ve bu sayede ailelerine destek veriyorlardı. Halı dokumacılığı zevkli bir iş. Mesleğin unutulmasını istemiyorum ve inatla bu işi yapmaya devam ediyorum. Bu mesleğe gönül veren biriyim. 37 yıldır ilmek atıyoruz, bu sanatı yaşatmak istiyoruz. Yüzlerce öğrenci yetiştirdik ve bu öğrencilerimiz işi severek yapıyorlar. Kendi evlerinde ufak tezgah kurup bu işi hobi olarak yapan arkadaşlar var. Unutulmaya yüz tutmuş bir mesleği gün yüzüne çıkarmaya çalışıyoruz." diye konuştu.
Süreyya Alaslan da iki yıl önce halı ve kilim dokuma kursuna katıldığını belirterek, "Yıldız hoca sayesinde mesleği öğrendim. Şu anda Usta Öğreticilik Belgesi aldım. Çok mutluyum. İşimi kurabilecek seviyeye geldim. Artık usta öğreticiyim. Bu mesleği ve sanatı yaşatmaya çalışacağım." dedi.
ANADOLU AJANSI