ALPARSLAN DİYARI- Muş Alparslan Üniversitesi (MAUN) Afet Yönetim Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. İskender Dölek, Doğu Anadolu Kariyer Fuarı’nda "Afetlerle Yaşamak" konulu panelde katılımcıları bilgilendirdi.
Fuarın Van Gölü salonunda düzenlenen panelde konuşan Dölek, 120 yıllık bir süreçte 5 ya da 10 yıllık aralıklarla yıkıcı depremlerin yaşandığı Türkiye'de, 6 Şubat'ta yüzyılın en büyük felaketlerinden birinin yaşanmasının toplumsal anlamda bütün ülkenin sorgulaması gereken bir durum olduğunu ifade etti. Akademisyen kimliğini bir tarafa bırakarak 6 Şubat'ta yaşananlardan sonra kendilerine bir misyon belirlediklerini belirten Dölek, "Afetlerle Yaşamak" mottosu ile öğrencilerle, vatandaşlarla ya da kamu kurum ve kuruluşları ile bir araya gelmeye çalıştıklarını ve afet bilinci oluşturmak için genel temel bilgileri aktararak bir farkındalık yaratmak için çabaladıklarını belirtti.
Dölek, sunumunda çok teknik konulara girmeden "Afetlerle Yaşamak" ne anlama geliyor? Bunun için neler yapılması gerekiyor? sorularını kısa bir şekilde ifade etti. Toplumsal anlamda hazır olmak için yapılması gereken ilk adımları hatırlatmaya çalıştığını belirten Dölek, "Biz ne anlatırsak anlatalım vatandaşın bir talebi olmadığı sürece afetlerle ilgili ciddi adımlar atmanın zor olduğunu ifade etti. Biz tabandan bir talebin oluşmasının daha değerli olduğuna inanıyoruz" dedi.
"DEPREMİN BÜTÇEYE ETKİSİ 140 MİLYAR DOLAR"
6 Şubat depremlerinin 2023 bütçesine etkisinin 140 milyar dolar olduğunu, toplam bütçenin yüzde 10'una karşılık geldiğini, 300 binden fazla binanın yıkıldığını, tarımsal alanda 24 milyon dolar zararın meydana geldiğini ve 5 milyondan fazla vatandaşın göç etmek zorunda kaldığını belirten Dölek, "Geçmişini unutan toplumların kaderleri geçmişlerini tekrar tekrar yaşamak olduğunu" ifade ederek aynı felaketleri yaşamamak için "Unutmayacağız, unutturmayacağız" dedi.
Dölek, yıkılan, zarar gören yerlerin tamamının kaldırılmaması gerektiğini, birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de "Afet Müze ve Eğitim Alanlarının" açılmasının önemini vurguladı.
İlk adım olarak her vatandaşın afet okuryazarı olması gerektiğini, bir olayın nasıl afete dönüşebildiği hakkında bilgi sahibi olması gerektiğini vurgulayan Dölek, dinleyicilere "Deprem bir afet midir?" şeklinde soru yöneltti.
"DEPREM BİR AFET DEĞİLDİR"
Dölek, depremin bir afet olmadığını, sadece bir sismik olay olduğunu vurgulayarak, "İnsanların yaşamadığı bir yerde bir deprem olsa hiç can kaybı yaşanmasa hiç bina yıkılmasa yine de depremi afet olarak nitelendirebilir miyiz? Deprem bir afet değildir. Depremin sonuçları afet olarak nitelendirilir. Depremler doğa süreci içerisinde doğada oluşan belirli süreçlerdir. Doğal bir olay afete dönüşüyorsa bunda insanların ihmalleri vardır" diye konuştu.
"DOĞRU ZEMİNE DOĞRU BİNA YAPILMALI"
Afetlerin bir kalkınma sorunu olduğunu ifade eden Dölek, 6 Şubat'ta öğrenilen en önemli şeyin doğru zemine doğru bina yapılması gerektiği ve şehirleri bu standartlara uyarak dönüştürülmesi gerektiğine vurgu yaptı. Dölek, depremler dışında küresel ısınma, heyelan, sel ve taşkınlara da vurgu yaparak, tek bir afete değil bir afetin tetikleyeceği ikincil afetlerinin de dikkate alınması gerektiğini, çoklu tehlikelere hazır olunmasının modern afet yönetiminin asıl hedefi olduğunu vurguladı.
"AFETTEN ÖNCE TEDBİR ALINMALIDIR"
Bir afete afet anında hazır olunamayacağına göre olmadan tedbir alınacağını dile getiren Dölek, "Hayatın önce sınav yapıp sonra ders verdiğini asla aklımızdan çıkarmayalım" dedi.
Afetler konusunda yapılan konuşmaların da toplumu bilinçlendirmeye yönelik olması gerektiğinin altını çizen Dölek, karmaşa ve panik yaratmaya yönelik söylemlerden uzak durulması gerektiğini söyledi.
"KOMPLO TEORİLERİ İNSANLARI RAHATSIZ EDER"
6 Şubat'ta üretilen komplo teorilerinin insanları nasıl rahatsız ettiğini hatırlatan Dölek, Amerika'nın HARP teknolojisi ile vurduğunu söyledikleri yerde çalışma yaptıklarını, bunu yakın zamanda bilimsel bir dergide de makale olarak yayınladıklarını hatırlatarak, “Bu depremle birlikte tetiklenen bir heyelandı. Bu tür komplo teorileri olayı doğru algılamaktan bizi uzaklaştıracak, suçu birlerinin üstüne yıkarak sorumluluk ve ihmallerimizi unutturan yaklaşımlardır. Bu tür yaklaşımlar 'Afet Miyopluğu' dediğimiz bir durumdur" dedi.
Aslında bütün sürecin en önemli unsurunun insan olduğunu vurgulayan Dölek, "Yeniden insanı tanımlamak ve yeniden anlam yüklemek gerekiyor. Aslında insana unuttuklarını yeniden hatırlatmak gerekiyor" ifadelerini kullandı.
"HABER: HARUN SEÇKİN"
07.01.2024 15:59