Kararda şu ifadelere yer verildi:
"Grev işçilere özgü ekonomik bir baskı aracıdır. Mevcut çalışma şartlarını beğenmeyen ve bunları düzeltmeyi hedefleyen işçiler işverenin bu talepleri ret etmesi durumunda toplu hâlde işi bırakarak işvereni isteklerini kabule zorlarlar. Kanuni grev ise işçilerin, Kanun’da belirlenen hedef içinde ve yine Kanun’da öngörülen usul, yasak ve sürelere uyarak topluca çalışmamak suretiyle bir işyerinde faaliyeti durdurmak veya işin niteliğine göre önemli ölçüde aksatmak amacıyla, toplu iş sözleşmesi ehliyet ve yetkisine sahip bir işçi sendikasının topluca çalışmaları için verdiği karara uyarak işi bırakmalıdır.
Kanuni süre içinde grev kararının alınması, ancak bildirilen tarihte grevin başlamaması durumunda 6356 sayılı Kanun’un 60’ıncı maddesinin dördüncü fıkrası uygulama alanı bulacaktır. Söz konusu hükmün ilk cümlesinde belirtildiği üzere ’Bildirilen tarihte başlamayan grev hakkı veya lokavt düşer’ hükmün ilk cümlesinde sendikanın yetkisinin devam edip etmeyeceği belirtilmemiştir. Ancak; aynı fıkranın devamında ’Süresi içinde grev kararı uygulamaya konulmamış ve alınmış bir lokavt kararı da yoksa veya lokavt da süresi içinde uygulamaya konulmamışsa’ yetki belgesinin hükmü kalmayacağı belirtildiğinden, aynı fıkrada düzenlenmesi itibarıyla, bildirilen tarihte grevin başlamaması durumunda da yetki belgesinin hükmünün kalmayacağının kabulü gerekmektedir. Kararın bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına hükmedilmiştir."
(HABER MERKEZİ)