Yenidoğan bebeklerde görülen konjenital (doğuştan) hipotiroidi en sık rastlanan endokrinolojik sorundur. Bebeklerin sağlığı için büyük risk oluşturabilen konjenital hipotiroidinin tedavi edilmemesi zeka geriliği başta olmak üzere çok ciddi hastalıklara sebep olabilir.
TEDAVİSİ OLDUKÇA ÖNEMLİ
Her bebeğe dünyaya geldikten sonraki ilk 72 saat içinde bir dizi test yapılıyor. Topuktan alınan kanla yapılan bu testler, bebekler için hayati önem taşıyor. Sağlık Bakanlığı’nın Yenidoğan Tarama Programı kapsamında testi yapılan hastalıklardan biri de konjenital hipotiroidi… Tedavi edilmediği taktirde zeka geriliğine dahi yol açabilen konjenital hipotiroidi kesinlikle ihmal edilmemesi gereken bir sorun.
Konjenital hipotiroidinin belirtilerini, tedavi sürecini ve yol açabileceği sağlık sorunlarını Dr. Behçet Uz ve Prof. Dr. Behzat Özkan, TRT Haber’e anlattı.
YENİDOĞANDA EN SIK KARŞILAŞILAN ENDOKRİNOLOJİK SORUN
Konjenital hipotiroidinin yeni doğan döneminde en sık karşılaşılan endokrinolojik hormon bozukluğu problemi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Özkan, “Kalıcı ve geçici vakaları bir arada topladığımız zaman yaklaşık 800 ila bin 200 canlı doğumda bir görülüyor. Kalıcı vakaları tek başına değerlendirirsek o da 3 bin canlı doğumda bir gözüküyor. Yani toplumda sık karşılaşılan bir sorun” diyor.
GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN SONUÇLARA NEDEN OLABİLİR
Tiroit hormonları sinirsel gelişimin oluşmasında çok önemli rol alıyorlar. Erken çocukluk döneminde özellikle de ilk iki yaşta beynin büyüme hızı çok arttığı için sinirlerin gelişimi için bu hormonlara çok önemli ölçüde ihtiyaç var. Doğuştan gelen tiroid hormon eksikliği, kesinlikle ihmal edilmemesi gereken ciddi bir sorun. Çünkü tiroid hormonu eksikliği özellikle yenidoğanlarda geri dönüşü olmayan sonuçlara yol açabiliyor. Prof. Dr. Özkan, tiroid hormonunun önemini şöyle anlatıyor:
“Tiroit hormonları sinirsel gelişimin oluşmasında çok önemli rol alıyorlar. Erken çocukluk döneminde özellikle de ilk iki yaşta beynin büyüme hızı çok arttığı için sinirlerin gelişimi için bu hormonlara çok önemli ölçüde ihtiyaç var. Bu hormonlardan yetersiz kalan yeni doğan bir bebeğin bu süreçte hem mental açıdan hem zeka açısından hem motor fonksiyonlar bakımından hem de somatik fonksiyonları bakımından geri kalacağı aşikardır.”
KALICI OLABİLDİĞİ GİBİ GEÇİCİ DE OLABİLİYOR
Tiroid bezi boynun ön tarafında bulunuyor. Büyüklüğü ise insanın başparmağının ucu kadar neredeyse. Vücuttaki diğer organlarla birlikte gelişimini tamamlıyor. Tiroid bezinin yokluğu, yeterince gelişememesi yahut tiroid bezi sentezinde yaşanan sorunlar sonucu konjenital hipotiroidi meydana geliyor. Tüm bunlara ilaveten bir de geçici hipotiroidizim olduğunu ifade eden Prof. Dr. Özkan şöyle devam ediyor:
“Yenidoğan döneminde bebeğin göbeğinin etrafındaki enfeksiyonu gidermek için bazen iyotlu solüsyonlar kullanıyorlar. Bu iyotun eksikliği hipotiroide yol açtığı gibi fazlalığı da tiroid hormon biyosentezini bloke edebilir. Dolayısıyla bu hipotiroidizme yol açabilir. Bu da çocuğun tiroid hormonu eksik olacağı için sinirlerinin gelişimlerine zarar verebilir. Öte yandan annenin aldığı birtakım ilaçlar da yine geçici hipotiroidizme yol açabilir. Bu erken dönemde fark edilebiliyor. Tedaviye başlanıyor ama daha sonra TSH düzeyindeki baskılanma gözlenerek kontrollü bir şekilde ilaç kesilebiliyor.”
YENİDOĞANDA GENELLİKLE BELİRTİ VERMİYOR
Konjenital hipotiroidi yenidoğan olarak adlandırılan bebeğin dünyaya geldiği ilk ayda genellikle spesifik bir belirti vermiyor. Bu dönemde vakaların neredeyse yüzde 5-10 gibi az bir miktarı tespit edilemiyor. 2006 yılında tüm ülke genelinde bu tarama programına başlandığını belirten Prof. Dr. Özkan, “Yenidoğan bebekler doğdukları zaman birkaç gün içerisinde topuklarından kan alınıyor. Bu kan, bakanlık üzerinden ilgili laboratuvarlara gönderiliyor. Bir hafta içerisinde sonuç geliyor. Burada TSH sonucuna bakılıyor. Eğer TSH düzeyi 20’nin üzerindeyse doğrudan endokrionoloji kliniklerine yönlendiriliyor. Ancak sonuç 5 ila 20 arasındaysa topuktan bir daha kan alınıyor ya da endokrin laboratuvarında tekrar tahlil yapılıyor. TSH değeri 5’in altında çıkarsa normal kabul ediliyor” diyor.
TSH DÜZEYİNE BAKILARAK TEDAVİ SÜRÜYOR
Peki TSH sonucu yüksek çıkan bir bebeğe nasıl bir tedavi uygulanıyor? Öncelikle konuyla ilgili olarak endokrinoloji kliniğine başvurmak gerekiyor. Burada sonucu yüksek çıkan bebeğe ilave testler yapılarak durum değerlendiriliyor. Prof. Dr. Özkan, bu süreçte izledikleri yolu şöyle anlatıyor:
“Serbest T4, serbest T3 ve TSH hormonuna birlikte bakıyoruz. Üçünü birlikte değerlendiriyoruz. Tedaviye başladıktan sonra başlangıçta bir hafta, daha sonra on beş gün, ardından bir buçuk ayda bir ve üç ayda bir tiroid hormonlarını izleyerek çocuğun tedaviye uyumunu yakından takip ediyoruz. Bu arada tiroid bezi yerinde mi, eksik mi? Yahut var da hormon mu sentezlemiyor? Tespit etmek için ayrıca birtakım görüntüleme yöntemlerine de girişiyoruz.”
HEKİM TAVSİYESİNE UYULMASI GEREKİYOR
Bu noktada ailelere düşen görev ise, ilacı hekimlerin uygun bulduğu zaman aralığında ve dozda vermeleri… Bu noktada Prof. Dr. Özkan önemli bir uyarıda bulunuyor:
“Bazı aileler ömür boyu mu kullanılacak? Üç gün kullanayım dört-beş günden sonra keserim bu ilacı diye düşünebilirler. Hekim kesin deyinceye kadar ilaca devam edilmesi şart. Tedaviyi doktorlarından izinsiz keserlerse çocuklarının zeka geriliğiyle ve somatik motor gelişim geriliğiyle karşı karşıya kalabilirler. Özellikle üç yaşına kadar bu ilacı mutlaka doktor kontrolünde kullanmaları gerekiyor. Tedaviye uyum burada çok önemli.”
BELİRTİLERE DİKKAT
Konjenital hipotiroidi, yenidoğanlarda herhangi bir klinik bulgu vermiyor. Ancak taramada gözden kaçtıysa ilerleyen dönemlerde bebekte uzayan sarılık, kabızlık, göbek fıtığı, devamlı uyku hali, kilo alamama, ödem; daha da ilerleyen dönemlerde ise kaba sesle ağlama, parmaklarda kütleşme, dilde büyüme gibi belirtilerle seyrediyor.
Doğru ve yeterli tedavi gören bebeklerin gelişimi tıpkı yaşıtları gibi sürüyor. Bebek üç yaşına geldikten sonra duruma bakılarak kontrollü bir şekilde tiroid hormonu azaltılıyor ve kesiliyor. Eğer TSH düzeyinde yeniden bir yükselme yaşanıyorsa tedavi artık ömür boyu sürecek şeklinde planlanıyor.