HÜDA PAR İsrail’in Filistin’deki soykırımını Sungu’da protesto etti

HÜDA PAR Muş İl Başkanlığı, İsrail’in Gazze’ye saldırılarını protesto etti. Muş’un Sungu beldesinde düzenlenen etkinlikte İsrail’in Filistin’deki soykırımı protesto edildi.

ALPARSLAN DİYARI- HÜDA PAR Muş İl Başkanlığı tarafından yapılan çağrıyla Sungu Çarşı Merkezi’nde toplanan kalabalık, ellerindeki dövizlerle İsrail’e tepki gösterdi. Kuran- Kerim tilavetiyle başlayan programda konuşan HÜDA PAR İl Başkanı Mehmet Şirin Çağlayan, 7 Ekim Aksa Tufanı’nın Filistin halkının işgalci Siyonist çeteyi kendi topraklarından çıkarma operasyonu olduğunu söyledi. Bu operasyon ile Mossad başta olmak üzere, iç içe geçmiş batı ve doğu merkezli istihbarat ağları ile devlet aygıtlarının tarihi bir hezimet yaşadığını ifade eden Başkan Mehmet Şirin Çağlayan, Siyonist çetenin yenilmezlik algısının yerle yeksan olduğunu, tüm sihir ve büyülerin bozulduğunu kaydetti. “Filistin halkının bağrından çıkmış ve tarihin tanıklık edebileceği müstesna bir kahramanlık, cesaret ve savaş örneği ve taktiği ortaya koyan Filistin Direnişi, insanlık tarihinin en meşru ve en haklı direniş destanlarından birini yazmıştır” diyen Başkan Çağlayan sözlerini şöyle sürdürdü, “Direniş kahramanlarına karşı büyük hezimet ve yenilgiyi tadan Siyonistler, bunun hıncını sivil ve savunmasız insanlardan çıkarmaktadır. Gazze’de kardeşlerimizin üzerine Siyonist çetelerce bombalar yağmakta, evleri yıkılmaktadır. Siyonist işgal rejiminin saldırılarından dolayı çocuk, kadın, yaşlı ve savunmasız masum sivil insan yerinden edilmiş durumdadır. Başta Gazze olmak üzere, Kudüs’te ve Filistin’in diğer şehirlerinde kardeşlerimiz zulüm, baskı, alıkonulma ve soykırıma maruz kalmaktadır.”

 

 

 

 

“DEMOGRAFİYİ DEĞİŞTİRMEYE DEVAM EDİYORLAR”

 

İsrail’in Filistin’deki demografiyi değiştirmeye devam ettiğini dile getiren Çağlayan, Müslüman ülke liderlerine de tepki göstererek şöyle konuştu, “Filistin’deki demografiyi değiştirmeye devam eden Siyonist haramiler, Yahudileştirme ve Siyonistleştirme politikasıyla, oradaki çapulcu ve gaspçı sözde yerleşimci adı altında Yahudi çetelerini silahlandırarak adeta terör estirmektedir. İnsanlığını yitirmemiş tüm dünya halkları bu zulme karşı meydanlara akın ederken, ne yazık ki başta Müslüman liderler olmak üzere dünya liderleri bu zulme seyirci kalmaktadırlar. Bizler bu zulme seyirci ve sessiz kalmamaya ant içtik. Selahaddin-i Eyyubi’nin torunları olarak Kudüs özgürlüğüne kavuşana kadar, Gazzeli kardeşlerimizin yanında yer almaya devam edeceğiz.”

 

“YENİLMEZ DENEN ORDULAR ALAŞAĞI EDİLDİ”

 

İsrail’in 100 günü aşkın saldırılarına rağmen istediğini başaramadığını vurgulayan Çağlayan, “Çete başı Netanyahu ve mağlup Siyonist terör şebekesi, Filistinli kardeşlerimize yönelik 100 günü aşan saldırılarında istediğini başaramadı. Direniş kahramanları tüm dünya istihbarına karşı Allah’a dayanarak, yenilmez denilen orduları alaşağı etmeye devam etmektedir. Direniş kahramanlarının tasvirini Bakara Suresinin 249. ayetinde yüce Rabbimiz şöyle tanımtaktadır. “Bizim bugün, Calut ile ordusuna karşı duracak gücümüz yok” dediler. Allah'a kavuşacaklarına inanıp, bilenler ise şu cevabı verdiler: "Nice az topluluklar, Allah'ın izniyle nice çok topluluklara galip gelmişlerdir. Allah, sabırlılarla beraberdir." Yüce Rabbimiz bu günün mücadelesine ışık tutacak zaferin müjdesini bu mübarek ayete belirtirken, az topluluk olan mücahitler, çok topluluk olan ABD, Avrupa devletleri ve Siyonist çeteye galip gelecektir, inşallah. Direniş kahramanları asrımızın Selahaddin-i Eyyubileri olmuşlardır. Tarihe altın harflerle yerlerini alacak olan bu kahraman mücahitler, Siyonistleri denize döküp hezimete uğratacaklardır, inşallah” diye konuştu.

 

“ZALİMLERİN SONU HEP HÜSRAN OLMUŞTUR”

 

“Zulümle abat olunmaz” diyen Çağlayan şunları kaydetti, “Tarih şahittir ki zalimlerin sonu hep hüsran olmuştur. Siyonist İsrail’in hüsrana uğrayacağı günler yakındır, inşallah. Unutmayalım ve unutturmayalım. Siyonist çetelerin işlemiş olduğu soykırım suçundan birinci derece de Amerika ve Avrupa devletleri sorumludur. Tüm İslam ülkeleri, Yemen’in Amerika’ya ve Siyonist çetelere karşı yapmış olduğu izzetli duruşu desteklemelidirler. Yemen’in Siyonist İsrail’e yardım taşıyan gemileri vurması ve Amerika deniz üslerine operasyon gerçekleştirmesi İslam ülkeleri arasında ittifak vesilesi olmalıdır.”

 

“İSLAM COĞRAFYASINDA YAŞANAN ÇATIŞMALAR MÜSLÜMAN DİRENİŞİNE ZARAR VERECEKTİR”

 

Son haftalarda Ortadoğu’da yaşanan çatışmalara dikkat çeken Çağlayan, “Son zamanlarda küresel emperyalistlerin hile ve entrikaları ile başta İran, Arap ve Pakistan ülkelerinde olmak üzere İslam coğrafyasında yaşanan çatışma ve gerilimlerin hiçbir İslam ülkesine faydası olmayacağı gibi Filistin davasına ve Gazze‘deki Müslümanların direnişine zarar verecektir. Asıl düşman ABD İsrail ve küresel emperyalizmdir. Siyonistlerin Gazze’ye yönelik işgaline; siyasi, diplomatik ve askeri destek veren Amerika’nın üsleri maalesef İslam ülkelerinde halen faaliyetlerine devam etmektedir. Her Müslüman ülke kendi topraklarında faaliyetlerini sürdüren ve Mossad terör şebekesine hizmet eden bu üsleri kapatmalıdır. Müslüman liderler bir araya gelerek, bu üsleri kapatmak için elbirliğiyle çözüm odaklı bir irade ortaya atarak hareket etmelidirler. Müslüman ülke liderleri başta olmak üzere tüm vicdan sahipleri liderlere sesleniyoruz; Siyonistlerin soykırım suçunu durdurmak için harekete geçme zamanıdır. Başta İslami camialar olmak üzere İslam ülkelerinin, Siyonist çetelerin katliamlarını kanıksama ve kabullenme zilletine girmeleri kabul edilebilecek bir şey değildir” dedi.

 

 

“FİLİSTİNLİ ANNELERİN, BACILARIN VE ÇOCUKLARIN YANINDAYIZ”

 

 

 

 

Uluslararası kamuoyuna seslenen Çağlayan şu ifadelere yer verdi, “Buradan vicdan sahibi devlet liderlerine, uluslararası kamuoyuna ve ben insanım diyen tüm dünya aktörlerine sesleniyoruz; Gazze’deki abluka acilen ve derhal kaldırılmalıdır. Gazze’ye insani yardımların ulaşması sağlanmalıdır. Gazze’de yaşayan 2,5 milyona yakın mazlum insanın hayatlarının idamesi için gerekli su, gıda, ilaç, yakıt, tıbbi yardım malzemeleri, ambulans, sivil savunma ekipmanları, barınma ve temel ihtiyaçların karşılanması için insani yardım koridoru acilen açılmalıdır. Türkiye’nin başını çektiği bir yardım koridoru veya deniz filosu yola çıkarılmalıdır. Sadece İslam ülkeleri değil, duyarlı ve vicdan ehli hangi ülke varsa katılımları sağlanmalıdır. Bu filonun güvenliği de alınarak direkt Gazze’ye gidilmelidir. Filistin’i devlet olarak tanıyan özgür ülkeler, seçimle iş başına gelmiş Hamas’a ve Gazze hükümetine denizden, karadan ve havadan ulaşmak için Siyonistlerden izin alma zilletinden kurtulmalıdır. Bu özgür ülkeler, uluslararası hukuka uygun olarak Hamas’la siyasi, ekonomik ve askeri iş birliği yapmalıdırlar. İncirlik ve Kürecik başta olmak üzere tüm Amerikan üsleri en azından bu vahşet bitene kadar kapatılmalı, bütün faaliyetleri saldırılar devam ettiği sürece durdurulmalıdır. En kısa sürede de bunların kalıcı olarak kapatılması gündeme alınmalıdır. İşgal tamamıyla son bulana kadar Siyonist işgal rejimi ve ticari kurumlarına askeri, siyasi, diplomatik ve ekonomik tüm ilişkilere son verilmeli, asla yeni iş birliği yapılmamalıdır. Siyonistlerin her bir saldırı, katliam, cürüm ve hukuk tanımayan uygulamalarına karşı mutlaka caydırıcı yaptırımlar uygulanmalıdır. Siyonistler ancak güçten anlar, İslam ümmeti bu gücünü göstermelidir. Müslümanlar izzetli bir şekilde yaşamak istiyorsa aralarındaki ihtilafları bir kenara bırakıp siyasi, ekonomik ve askeri birliklerini kurmalı ve Siyonist vahşete dur demelidirler. Filistin davası ümmetin ortak davasıdır. Mescid-i Aksa ve Kudüs, Müslümanların ortak değeridir. Bu bilinç kaybolmamalı ve nesiller boyu diri tutulmalıdır. Siyonist İsrail mallarına boykota devam edilmelidir. Boykot sürekli hale getirilmelidir. Gazze’de kardeşlerimizin yaşadığı acılar bizim acımızdır, çileleri bizim çilemizdir, onların dertleri bizim derdimizdir. Kardeşlerimizin dertleriyle dertlenme devamlı hale getirilmelidir. Siyonist zulüm son bulana kadar, Gazze’deki kardeşlerimiz için meydanlara inmeye devam edeceğiz. HÜDA PAR olarak bir kez daha en yüksek sesle haykırıyoruz ve diyoruz ki, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’nın ve Müslüman kardeşlerimizin, Filistinli annelerin, bacıların ve çocukların yanındayız.”

 

“HABER: HARUN SEÇKİN”


21.01.2024 14:22