Gönül dostlarım tarafından Vefasızlık ve Nankörlük ile ilgili bir köşe yazısı yazmam isteniyordu. Taleplerinde haksız da sayılmazlar; çünkü günümüzde nankörlük, vefasızlık ve ihanet o kadar yaygın hale geldi ki… Bu husus birçok kesimin söylendiği, dertlendiği ve muzdarip olduğu bir kişilik problemi durumuna geldi. İnsan yaptığı iyiliği konuşmaz, dillendirmez ve hatırlatmaz; lakin karşıdaki kişi nankörlük yapıyorsa, ahde vefasız davranışlar sergiliyorsa hatırlatmak gayesiyle yapılan iyilikler gündeme getirilebilir, yüzüne vurulabilir kanaatindeyim. Bu hayata şimdiye kadar bedelini ödemediğim ve tecrübesini yaşamadığım hiçbir söylemde bulunmadım, bulunmam da! Vefa; yapılan iyiliği hatırlamak, unutmamak ve kadir kıymet bilmektir. Vefakar kişiler iyilikte bulunanları asla unutmazlar ve zamanı gelince iyiliğe misliyle mukabelede bulunur, daha güzeliyle karşılık verirler. Kişilerin zor zamanlarında yanında ve yakınında yer alırlar. Ahde vefa; kişinin boynunun borcu, yapılan iyiliğin dönüşümü, verilen değerin nişanesidir. Bu nedenle Ahde vefa her kişinin değil er kişinin işidir. Öte yandan karakteri düşük olan insanların vefasızlığı da yüksek olur. Şu bir gerçektir ki insanların menfaatleri bittiğinde bağlılıkları biter, vefasızlıkları başlar. Vefasızlık nankörlüktür. Nankörlük; yapılan iyiliğe saygısızlık yapmak, iyiliğin değerini bilmemek, aldanılmış ve kandırılmışlığın vücut bulmuş halidir. Nankör iyiliği alan ama vermeyi düşünmeyen riyakar kişidir. Malumunuz olduğu üzere en büyük nankörlüğü yakın çevremizdeki kişilerden ve dost bildiğimiz insanlardan görürüz. İnsanın hayal kırıklığına uğradığı ve kabullenemediği durumlardan biri de dost bildiği, yakın hissettiği kişilerden nankörlük ve vefasızlık görmesidir. Bu hayatta öğrendiğim ve gördüğüm şey insanların gerçekten samimiyetsiz, nankör ve acımasız olduklarıdır; çünkü insanların işine yaradığın ölçüde, ihtiyaçlarını karşıladığın kadar değerli ve iyisindir.
Nankör, iyiliğe kör kesilen, iyiliği sömüren ve söndüren kişidir. Nankörlük kişinin sakladığı ve sonradan ortaya çıkan gizli yüzüdür. Şunu unutmayalım ki kişinin nankörlük maskesi zamanla düşer, kinini kusar, hasedini gösterir. Nankör kişinin en belirgin özelliği; sen onun iyiliğini istersin o kötülüğünü ister. Nankör kişi, iyiliklere rağmen insana kötülük yapar, ihanet eder. Kendisine yapılan yardımın veya iyiliğin kıymetini bilmeyen insanların sayısı gün be gün artmaktadır. Acı bir gerçek var ki eti tadan köpek ekmek yediği eve geri dönmez misali insanlar kendisini o seviyeye getiren kişiyi çoğu zaman inkar ederler. Birçoğumuzun yaşadığı veya karşılaştığı durumlardan biri ise; İnsanlar iş talebinde bulunurken paçanıza yapışır, boynu bükük ve el pençe duruş sergilerler. Yahut herhangi bir sıkıntıda sorunlarının çözüme kavuşturulması noktasında kapınızı ve telefonunuzu çalar, yardım talebinde bulunurlar. Sizin iş sahibi olmanıza sebep olan, sıkıntı ve mağduriyetinizi gideren, size yardımı dokunan kişiyi haksız yere eleştirmek, arkasında iş çevirmek nankörlüktür, ihanettir ve de hainliktir! Aksine yardımsever iyilik abidelerine kıymet biçmek, değer vermek, sadakatle bağlı kalmak vicdani ve insani bir duruştur. Şu hayatta karşılaştığımız vefasızlıkları açıklayan en acı ve gerçekçi tespit ise; Bir insanı kırk yıl sırtında taşırsan senden iyisi olmaz; ama bir gün sırtında indirdin mi senden de kötüsü olmaz anlayışı... Ne yaparsanız yapın, hangi iyilikte bulunursanız bulunun kadir kıymet bilmeyen nankör kişiye yaranamazsınız. İyilik yaptığınızda size methiyeler dizen, yanı başınızdan ayrılmayan, ‘’bu iyiliğini unutmayacağım ve de altında kalmayacağım’’ diyen herkese aldanmayın! İleride nankörlüğün ve vefasızlığın alasıyla karşılaşacaksınız da farkında değilsiniz. Zor ve kötü gününde sana yardımı dokunan, ihtiyaç anında yanı başında bulunan, seni ferahlığa ulaştıran ve de birçok kez seni uçurumun kenarından alan kişi isteyerek sana zarar vermez, kötülüğü dokunmaz; farkında olmadan seni incitti, bilmeyerek sana zararı dokundu diye o kişiyi bir kalemde silmek adam olana, delikanlı insana yakışmaz. Maalesef vefasız ve nankör insan tek bir zararını görse geçmişte yaptığın bütün iyilikleri unutur, hatırlamaz bile. Vefalı insan tek bir zararınızı görse de yaptığınız iyilikleri unutmaz, bir çırpıda sizi silmez. Siz siz olun bu durumda size yapılan iyilik ve kötülükleri bir teraziye koyun. Hangisi ağır basıyorsa tavrınızı da ona göre belirleyin. Emin olun size yapılan iyilikler ağır basacaktır.
Velhasılıkelam yapılan iyilikleri unutmak nankörlük, vefasızlık ve de ihanetin daniskasıdır. İnsan bazen dostlarını elekten geçirmeli, vefasızlardan, faydasızlardan kurtulmalıdır. Verdiğiniz değeri ve emekleri hak etmeyen, sukut-u hayale uğratacak davranış ve eylemde bulunan bivefa insanlarla gönül bağınızı ve ilişkilerinizi koparmakta fayda vardır. Allah yolumuza yüreği güzel, kadirşinas, ahde ve dosta vefa bilinciyle yararlı ve faydalı insanlar çıkarsın. Tüm bu bilgiler bağlamında; Ne olursa olsun siz iyilik yapmaya devam edin. Kişi o iyiliğe layık değilse bile siz o iyiliğe layıksınız!