Dünya Kamuoyunda her 24 Nisan’da gündeme gelen tehcir ve soykırım iddiaları, karşılıklı savların masaya yatırıldığı bilimsel bir zeminden ziyade, siyasi kampanyaların gölgesinde sloganlarla tartışılıyor.
Her yıl 24 Nisan’da, Ermenilerin Osmanlı Devletine aleyhine giriştikleri isyan ve eylemler tüm dünyayı esir alıyor.
Ermenilerin Türkiye’ye yönelik bir baskı aracına dönüştürmeye çalıştığı sorunun çıkış kaynağı olan Batılı ülkeler ve güç alan Ermeniler, Osmanlı’ya karşı ayaklanmaya ve bazı tavizler istemeye başladı. Osmanlı’ya karşı terör eylemlerine başlayan Ermeni çeteler saldırılarını artırırken, 24 Nisan'da, dünyanın dört bir yanındaki Ermeniler, Ermeni Soykırımı kurbanlarını anıyor, dünyayı geçmişte olanları tanımaya ve kınamaya, tarihi adaleti yeniden sağlamaya ve benzer bir suçun dünyanın başka bir köşesinde tekrarlanmasını önlemeye çağırıyor.
“Muş Şehitlik Ve Belge Olarak Açılmayı Beklemektedir”
Savaştan güvenli bölgelere gitmeye çalışırken Ermeni çeteciler tarafından o dönem Muş’un Batıya açık tek güzergâhı olan Tarihi Murat Köprüsü civarlarında yakalanarak Merkeze 10 km mesafede Bağlar Köyüne getirilip hunharca katledilmiş kadın, yaşlı ve çocuklara ait üç bin iki yüz kişilik önemli bir Şehitlik ve belge olarak açılmayı beklemektedir diyen Muş Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Turhan Sur ise şu şekilde konuştu: “24 Nisan” ve “Tehcir” ya da “Ermeni Soykırımı” yalanı ve iftirası esasen birkaç güne sığdırılan, her yıl birilerinin sinsi emellerine hizmet edecek şekilde iki dudağı arasından çıkacak ifadelere bırakılacak mevzu olmaktan çıkarılmalıdır. Savunmaya geçmeye ya da kınamaya gerek bırakmayacak şekilde bütün bir yıla yayarak, iftira atmakta ısrar eden ülkelerin kendi iftiralarında boğulmalarını sağlamak adına kendi arşivleri ve belgeleri ortaya konulmalı; gençlerimize ders olarak okutulup anlatılmalıdır. Bu milli bir meseledir ve elzemdir. Soykırımın büyük Emperyalist bir yalan olduğunu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi “İsviçre – Perinçek Davası” nda kabul etmek zorunda kaldığı ve soykırım yalanının tarihin çöplüğüne atılarak büyük bir başarı kazanıldığı bu dönemde, yetkililerin bu büyük başarıyı görmezden gelmelerini de doğru bulmuyoruz. Soykırım yalanına bile isteye çanak tutan kim varsa, bu mahkeme kararında olduğu gibi tarihin çöplüğünde yerini alacaktır. Türkmeni, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Çeçeni, Arabı, Zazasıyla biz, büyük Türk Milletiyiz! Birliğimiz, dirliğimiz 100. yılımızda daim olsun” ifadelerini kullandı.