Takım bir gün Muş'a deplasmana gitti. Malzemeci yoktu. İsmail Türeli malzemeleri taşıdı, dağıttı.
ALPARSLAN DİYARI- Kenara geçip teknik direktörlük yaptı. Takım yeniliyordu, takım elbise ile girdiği kulübeden forma ile çıktı. Oyuna girdi, 2 gol attı, maçı çevirdi. Maçın dönmesine sinirlenen rakip seyirci sahaya girdi, canla başla sporcuları korudu. Emniyet müdürü takımın başkanını sordu.
"BAŞKAN BENİM." DEDİ.
Emniyet müdürü çok kızmıştı. "Seni önce malzemeci sandım, teknik direktör oldun, futbol oynadın, fedai gibi kavga ettin, üstüne bir de başkanım diyorsun, benimle dalga mı geçiyorsun?" diye sordu.
Başkan takım elbisesinin tozları eliyle temizledi ve cebinden minibüs anahtarını çıkardı. "Şimdi de müsaadenizle şoförlük yapacağım. Arkadaşlarımın yarısı tarlada, yarısı da inşaatta işlerini yarım bırakıp geldi. Kabalelerini tamamlamaları gerek." diye cevapladı.
Emniyet müdürü iki damla gözyaşı döktü, kendi makam aracı ile minibüse eskotluk ederek Hasköy'e kadar uğurladı. Hasköy yol ayrımında bütün futbolcuları tek tek alnından öptü ve başkana kabalenin ne olduğunu sordu.
Bu takım 1971'den beri böyle ayakta kaldı.
"Kabale usulü iş almak ve yapmak" ifadesi, geleneksel bir çalışma yöntemini tanımlar ve genellikle Anadolu'nun kırsal bölgelerinde kullanılmış bir terimdir. Bu yöntemin temel özellikleri şunlardır:
Anlaşmaya Dayalı İş Yapma: Kabale usulü, bir işin tamamının önceden kararlaştırılmış bir ücret karşılığında yapılması anlamına gelir. İşveren, işi bir işçi grubuna veya bireysel bir işçiye verir ve işçi de bu işi belirli bir süre içerisinde tamamlamayı taahhüt eder.
Parça Başı veya Sonuç Odaklı Ücret: Bu yöntemde, işçilere saatlik veya günlük ödeme yerine işin tamamı için sabit bir ücret verilir. İşin tamamlanmasıyla ödeme yapılır.
Dayanışma ve Kolektif Çalışma: Malazgirt gibi yerlerde, bu işlerin genellikle bir grup tarafından dayanışma içinde yapıldığı görülür. Örneğin, tarla hasadı, inşaat yapımı veya diğer ağır işlerde işçiler bir araya gelerek çalışır ve kazançlarını paylaşırdı.
HABER VEYSEL EŞİN